"Kara" kelimesi Kuran'da 13 kere geçerken, "deniz" kelimesi 32 kere geçmektedir. Bu sayıların toplamı bize 45 sayısını verir. Eğer karaların Kuran'da bahsediliş sayısı olan 13'ü 45'e bölersek, %28,8888888889 buluruz. Denizlerin Kuran'da bahsediliş sayısı olan 32'yi 45'e böldüğümüz zaman ise, %71,1111111111 sayısını buluruz. Bu oranlar, gezegenimizdeki su ve kara parçalarının gerçek oranıdır.
Bu kelime tekrarlarıyla, Kuran'da Dünya'nın %71'inin denizler, %29'unun karalarla kaplı olduğuna işaret ediliyor olabilir. (Doğrusunu Allah bilir.) Bu orana günümüzde ancak, bilim adamlarının uydu fotoğrafları ve bilgisayar hesapları sayesinde ulaşılabilmektedir.
Doğrusu, 'Şi'ra (yıldızı)nın' Rabbi O'dur. (Necm Suresi, 49)
Arapça karşılığı "Şi'ra" olan Sirius yıldızının sadece 49. ayette geçmesi, son derece dikkat çekici bir durumdur. Çünkü bilim adamları Sirius yıldızının hareketlerindeki düzensizliklerden yola çıkarak, onun bir çift yıldız olduğunu keşfettiler. Dolayısıyla Sirius, Sirius A ve Sirius B olarak ifade edilen iki yıldızdan oluşan bir takım yıldızdır. Sirius B yıldızının özelliği teleskopsuz görülememesidir.
Sirius takım yıldızları birbirlerine doğru yay şeklinde bir eksen çizerler ve her 49,9 yılda bir birbirlerine yaklaşarak gökyüzünde sarkarlar. Bu bilimsel veri, günümüzde Harvard, Ottawa ve Leicester Üniversitelerinin astronomi bölümlerinin fikir birliğiyle kabul ettikleri bilimsel bir gerçektir.87 Ancak 20. yüzyılın sonlarına doğru anlaşılabilmiş bu bilimsel gerçeğe, mucizevi bir şekilde, bundan 14 asır önce Kuran'da işaret edilmiştir. Necm Suresi'nin 49. ve 9. ayetleri beraber olarak okunduğunda bu mucize karşımıza çıkmaktadır.
Doğrusu, 'Şi'ra (yıldızı)nın' Rabbi O'dur. (Necm Suresi, 49)
Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı. (Necm Suresi, 9)
Necm Suresi'nin 9. ayetinde "(ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı" olarak çevrilen "kane kabe kavseyni ev edna" ifadesi, bizlere bu iki yıldızın çizdikleri yörüngede birbirlerine yaklaştıklarını ifade ediyor olabilir. (Doğrusunu Allah bilir.) Kuran'ın vahyedildiği dönemde bilinmesi mümkün olmayan bu bilimsel gerçek, bize, Kuran'ın Yüce Rabbimiz'in sözü olduğu gerçeğini bir kez daha kanıtlamaktadır.
Sirius yıldızı Kuran'da "Yıldız" anlamına gelen Necm Suresi'nde geçmektedir. Sirius takım yıldızı, yay şeklindeki eksenleri ile birbirlerine 49,9 yılda bir yaklaşmaktadır. Necm Suresi'nin 49. ve 9. ayetleri bu astronomik olaya işaret etmektedir.
]]>"Kamer" kelimesinin Türkçedeki karşılığı "Ay"dır ve Kamer Suresi'nde "Ay" kelimesi birinci ayette yer almaktadır. Bu ayetten Kuran'ın sonuna kadar tam 1390 ayet bulunmaktadır. Hicri takvimde 1390 yılı, Miladi takvime göre 1969 yılına denk gelmektedir ki, bu da Ay'a çıkış tarihidir. Bu surede, insanlık tarihinin en önemli gelişmelerinden birine 14 yüzyıl evvel işaret edilmektedir. (Doğrusunu Allah bilir.)
Bununla birlikte yukarıdaki ayette "yarıldı" anlamına gelen "inşakka" kelimesi kullanılmıştır. Bu kelime "toprağın yarılması, kazılması, kabartılması, toprağın sürülmesi..." anlamlarında da kullanılan "şakka" fiilinden türetilmiştir. Benzer şekilde Ay'a giden “Apollo 11” uzay aracı da, Ay toprağından örnek alarak, bu toprağı Dünya'ya getirmiştir. Bu açıdan da Kamer Suresi'nin 1. ayetindeki "Ay yarıldı" ifadesi, günümüzdeki gelişmelerle bir paralellik içindedir.
"Ay" kelimesinin Kuran'da geçiş sayısı = 27 |
Ay yörüngesine giren Apollo 8 mürettebatından Bill Anders tarafından 24 Aralık 1968 tarihinde çekilen bu fotoğrafta, Dünya'nın Ay yüzeyi üzerinde doğuşu görüntülenmiştir. (NASA)
]]>
İnsanların ve diğer canlıların genetik yapısı, kromozomlara bağlıdır ve DNA'lar bu kromozomlarda yer alan genetik bilgilerdir. Cinsiyetin belirlenmesi ise 23. kromozom çiftine bağlıdır. Yani bir erkek ve kadın arasındaki yapı farklılığı 23. kromozom çiftinden kaynaklanmaktadır. Herhangi bir kişinin 23. kromozomu XX şeklinde ifade edilen yapıda ise cinsiyeti kadın, XY şeklinde ise cinsiyeti erkektir.
Erkek-kadın farklılığını sağlayan 23. kromozom çiftine Kuran'da şöyle işaret edilmektedir: Kuran'da hem "erkek" kelimesi, hem "kadın" kelimesi ayrı ayrı 23'er defa tekrarlanmaktadır. (Her iki kelimenin de sadece tekil halleri sayılmaktadır.) Kromozomlarla ilgili yakın dönemde elde edilen bu bulgu, Kuran'da yüzyıllar öncesinden haber verilmekte ve erkek-kadın arasındaki temel farklılığın 23 sayısı ile ilgili olduğuna işaret edilmektedir. (Doğrusunu Allah bilir.
]]>Demir, Kuran'da dikkat çekilen elementlerden biridir. Kuran'da, "Demir" anlamına gelen "Hadid" suresinde Allah şöyle buyurmaktadır:
... Ve kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik... (Hadid Suresi, 25)
Ayette, demir için kullanılan "enzelna" yani "indirme" kelimesi, mecazi olarak insanların hizmetine verilme anlamında düşünülebilir. Fakat kelimenin, yağmur ve güneş ışınları için kullanılan "gökten fiziksel olarak indirme" şeklindeki gerçek anlamı dikkate alındığında, ayetin çok önemli bir bilimsel mucize içerdiği görülmektedir. Çünkü modern astronomik bulgular, Dünya'daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur.88 (Detaylı bilgi için bkz. Kuran Mucizeleri, 4. baskı, Harun Yahya)
Bununla birlikte Hadid Suresi, demir elementinin kimyasal sembolüne de işaret etmektedir. Çünkü bu surenin tam ortasındaki 15. ayetin Arapça okunuşu, "Fe" harfi ile başlamaktadır. Demir elementi de kimyada "Fe" olarak gösterilmektedir.
Aynı zamanda Kuran'ın 57. suresi olan "El-Hadid" kelimesinin Arapçadaki sayısal değeri (ebcedi) hesaplandığında karşımıza çıkan rakam, sure numarası ile aynıdır: "57" Sadece "hadid" kelimesinin sayısal değeri hesaplandığında ise elde ettiğimiz sayı 26'dır. 26 sayısı, periyodik cetvelde de görüldüğü gibi, demirin atom numarasıdır. Atom numarası, demir dahil tüm elementler için en önemli kavramdır. Herşeyin bilgisine sahip Rabbimiz'in vahyi olan Kuran'da, Hadid Suresi ile hem demirin oluşumuna hem de atom numarasına işaret edilmektedir. (Doğrusunu Allah bilir.)
Kuran'da "gün (yevm)" kelimesi 365 defa geçmektedir. |
]]>
(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
Bilindiği gibi DNA terimi, canlılardaki genetik malzemenin kısaltılmış ifadesidir. Genetik biliminin başlangıç tarihi ise, Mendel isimli bilim adamının 1865 yılında hazırlamış olduğu genetik yasalarına dayanır. Bilim tarihi için bir dönüm noktası oluşturan bu tarihe, Kuran'da 18:65 numaralı Kehf Suresi'nin 65. ayetinde işaret edilmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)
D-N-A harflerinin (Arapça'da Dal-Nun-Elif harflerinin) Kuran'da nerelerde yan yana geldiği incelendiği zaman, en fazla Kehf Suresi'nin 65. ayetinde geçtiği görülecektir. Bu ayette benzersiz bir şekilde, D-N-A harfleri ardı ardına tam üç defa, yan yana yer almaktadır. Kuran'ın başka hiçbir ayetinde "DNA" harfleri bu şekilde ardarda ve çok sayıda geçmez.
DNA teriminin dikkat çekici bir şekilde yer aldığı bu istisna ayetin numarası ise 18:65'tir. Bu rakamlar genetik biliminin başlangıç yılı olan 1865 yılına dikkat çekmektedir. Bunu rastlantı olarak değerlendiremeyiz. Çünkü Kuran'da sadece 18:65 ayetinde "DNA" ardarda üç defa geçmektedir. Bu işaret mucizevi niteliktedir; çünkü DNA (Deoksiribo Nükleik Asit) ismini bilim dünyası çok yakın sayılabilecek bir tarihte koymuştur.
DNA ve genetik tarihinin başlangıcı olan ve 1865 yılına işaret eden Kehf Suresi'nde, DNA toplam 7 defa tekrarlanırken, RNA da (Arapça'da Ra-Nun-Elif harfleri) 7 defa tekrar etmektedir. Bildiğiniz gibi RNA molekülü de DNA gibi genetik yapıyı oluşturan diğer bir moleküldür. Bu nedenle DNA-RNA'nın özellikle bu surede eşit sayıda geçmesi, gerçekten bu moleküllere yüzyıllar önce Kuran'da işaret edildiğinin ayrı bir kanıtıdır. (En doğrusunu Allah bilir.)
Bu bölümde, içerisinde sayısal bir ifade geçen sureler üzerinde yapılan, çeşitli hesaplama sonuçları sunulmaktadır. İlgili surelerde farklı hesaplar sonucunda elde edilen aynı rakamlar, son derece dikkat çekici boyuttadır. Bu çalışmada surelerdeki hece ve harf adetleri, harf çeşitleri, ebced değerleri gibi çeşitli yönlerden hesaplamalar aktarılmakta ve ortaya çıkan sayılardaki şaşırtıcı benzerlik ortaya konmaktadır.
Kuran-ı Kerim anlam bakımından hikmet ve ilim üstünlüğünün yanı sıra, sayısal olarak da zengin ve olağanüstü düzenler içindedir. Nebe Suresi'nin 29. ayetinde Rabbimiz "... Biz, herşeyi yazıp saymışızdır" buyurmaktadır. Cin Suresi'nin 28. ayetinde ise "... (Allah) herşeyi sayı olarak da sayıp-tespit etmiştir" buyrulmaktadır. Kuran-ı Kerim'le ilgili elde edilen mucizevi sayısal düzenler, aynı zamanda Yüce Rabbimiz'in "sonsuz da olsa, herşeyin sayısını bilen" anlamına gelen "Muhsi" isminin bir tecellisidir.
Hani Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Ama sonra siz, onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiş ve (böylece) zalimler olmuştunuz. (Bakara Suresi, 51)
Ayrıca:
a) Bu ayetler arasındaki sureler şunlardır: "Bakara Suresi", "Al-i İmran Suresi", " Nisa Suresi", "Maide Suresi", " Enam Suresi", "Araf Suresi".
Bu sure adlarındaki toplam hece adedi tam 40'tır.
(Su-re-tü'l-Ba-ka-ra-ti, Su-re-tü A-li İm-ra-ne, Su-re-tü'n-Ni-sa-i, Su-re-tü'l-Ma-i-de-ti, Su-re-tü'l-En'a-mi, Su-re-tü'l-A'ra-fi)
b) Surelerin isimleri olan "El-Bakara", "Al-i İmran", "En-Nisa", "El-Maide", "El-En'am", "El-A'raf", kelimelerindeki harf adedi de 40'tır.
(Yine) Hatırlayın; Musa kavmi için su aramıştı, o zaman Biz ona: "Asanı taşa vur" demiştik de ondan on iki pınar fışkırmıştı, böylece herkes içeceği yeri bilmişti. Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık çıkarmayın. (Bakara Suresi, 60)
Sen mü'minlere: "Rabbinizin size meleklerden indirilmiş üçbin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez mi?" diyordun. (Al-i İmran Suresi, 124)
Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beşbin kişiyle yardım ulaştıracaktır. (Al-i İmran Suresi, 125)
Andolsun, Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz (misak) almıştı. Onlardan on iki güvenilir- gözetleyici göndermiştik. Ve Allah onlara: "Gerçekten Ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, onları savunup-desteklerseniz ve Allah'a güzel bir borç verirseniz, şüphesiz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır." (Maide Suresi, 12)
Musa ile otuz gece için sözleştik ve ona bir on daha ekledik. Böylece Rabbinin belirlediği süre, kırk geceye tamamlandı. Musa, kardeşi Harun'a "Kavmimde benim yerime geç, ıslah et ve bozguncuların yolunu tutma" dedi. (Araf Suresi, 142)
Biz onları (İsrailoğulları'nı) ayrı ayrı oymaklar olarak on iki topluluk (ümmet) olarak ayırdık. Kavmi kendisinden su istediğinde Musa'ya: "Asan'la taşa vur" diye vahyettik. Ondan on iki pınar sızıp-fışkırdı; böylece her bir insan- topluluğu su içeceği yeri öğrenmiş oldu. Üzerlerine bulutla gölge çektik ve onlara kudret helvası ile bıldırcın indirdik. (Sonra da şöyle dedik:) "Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin." Onlar Bize zulmetmedi, ancak kendi nefislerine zulmediyorlardı. (Araf Suresi, 160)
Gerçek şu ki, Allah Katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah'ın kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte dosdoğru olan hesab (din) budur. Öyleyse bunlarda kendinize zulmetmeyin ve onların sizlerle topluca savaşması gibi siz de müşriklerle topluca savaşın. Ve bilin ki Allah, takva sahipleriyle beraberdir. (Tevbe Suresi, 36)
Sen, onlar için ister bağışlanma dile, istersen dileme. Onlar için yetmiş kere bağışlanma dilesen de, Allah onları kesinlikle bağışlamaz. Bu, gerçekten onların Allah'a ve elçisine (karşı) nankörlük etmeleri dolayısıyladır. Allah fasıklar topluluğuna hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 80)
Güneş'i bir aydınlık, Ay'ı bir nur kılan ve yılların sayısını ve hesabı bilmeniziçin ona duraklar tespit eden O'dur. Allah, bunları ancak hak ile yaratmıştır. O, bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklamaktadır. (Yunus Suresi, 5)
Bir Hicri ay ise ancak 29 gün veya 30 gün çekebilir. (Bunun dışında da bir ihtimal yoktur.)
Biz geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık; gece ayetini sildik de Rabbinizden bir fazl aramanız, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için gündüzün ayetini aydınlatıcı kıldık. Biz, herşeyi yeterince açıkladık. (İsra Suresi, 12)
Bir Hicri yıl 354 ya da 355 gün çekmektedir. (Bunların dışında bir ihtimal yoktur.)
Yoksa: "Onu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sure getirin ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın." (Hud Suresi, 13)
1 Ayet sonunda durarak.
2 Elif, nun, fe, cim, ra, te, mim, he, se, ayn, şın, ye
3 Mim: 3, elif: 8, dal: 1, te: 0
4 Vav, lam
5 İbare sonunda durarak.
6 Se: 0, lam: 9, ye: 10, nun: 5, te: 6, lamelif: 2
7 İbare sonunda durarak.
8 Elif: 11, lam: 11, mim: 7, sad: 1, lamelif: 2
9 Elif: 4, lam: 3, mim: 3, sad: 0
10 Vav, elif, te, mim, nun,he, be, ayn, şın, ra
11 Elif: 2, se: 1, nun:2, te: 2, ye: 1, ayn: 2, şın: 1, ra: 1
12 Elif, se, nun, te, ye, ayn, şın, ra, sin, be, tı, mim
13 Elif: 3, se: 1, nun: 2, te: 2, ayn: 2, şın: 1, ra:1
15 Buradaki yazılım farkı, kelimenin cümlede nesne, özne olma durumuna göre değişmesinden kaynaklanan bir dilbilgisi farkıdır.
16 Fe, elif, nun, be, cim, sin, te, mim, he, se, ayn, şın
17 Lamelif: 2
18 Sin, be, ayn, ye, nun, mim, ra, te, fe, lam, ğayn, elif, he
19 Lamelif: 2
20 Kaf, lam, fe, elif, te, vav, be, ayn, şın, ra
21 Elif: 5, lam:3, ra: 2
22 Secavend tı'da durarak.
23 Be, ayn, şın, ra, sin , vav, mim, se, lam, he
24 Ayn, şın, ra, sin, vav
* İbare: Kuran okunurken kullanılan durak işaretleriyle veya ayet sonu-ayet başı ile ayrılan ifadeler.
Hani Yusuf babasına: "Babacığım, gerçekten ben (rüyamda) on bir yıldız, Güneş'i ve Ay'ı gördüm; bana secde etmektelerken gördüm" demişti. (Yusuf Suresi, 4)
İnsanı bir damla sudan yarattı, buna rağmen o, apaçık bir düşmandır. (Nahl Suresi, 4)
Erişkin bir insan bedeninde yaklaşık 100 trilyon hücre bulunmaktadır. Hücrelerin hepsi aynı genetik yapıya sahiptir. Bu genetik yapı, hücrenin çekirdeği içerisinde yer alan kromozomlarda bulunur. Bir insan hücresinde 23 çift, yani 46 adet kromozom vardır. Bunların 23'ü anneden 23'ü babadan gelmektedir. Bu kromozomlarda da, o insana ait özelliklerin kayıtlı olduğu DNA molekülleri vardır. Bilim dünyası, insan hücresindeki kromozom sayısının 46 olduğunu ancak 20. yüzyılın ikinci yarısında öğrenebilmiştir.
Kuran'da "meni" ve "nutfe" kelimeleri, farklı şeyler olarak bahsedilmektedir. "Meni" bütünü, "nutfe" ise onun bir parçasını ifade etmek için kullanılmaktadır.
* "Nutfe" kelimesi cümlede kullanılış yeri itibariyle, dilbilgisi kuralından ötürü, aşağıda nutfetin, nutfete, nutfeten gibi farklı şekillerde okunmaktadır. Ancak burada anlam değişikliği söz konusu değildir.
Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne Yücedir. (Mü'minun Suresi, 14)
Allah sizi topraktan yarattı, sonra bir damla sudan. Sonra da sizi çift çift kıldı. O'nun bilgisi olmaksızın, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Ömür sürene, ömür verilmesi ve onun ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta (yazılı)dır. Gerçekten bu, Allah'a göre kolaydır. (Fatır Suresi, 11)
O'dur ki, sizi topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyo) yarattı; sonra sizi bir bebek olarak çıkarmakta, sonra güçlü (erginlik) çağınıza erişmeniz, sonra da yaşlanmanız için size (belli bir ömür vermektedir). Sizden kiminin daha önce hayatına son verilmektedir; adı konulmuş bir ecele erişmeniz ve belki aklınızı kullanmanız için (Allah sizi böyle yaşatır). (Mümin Suresi, 67)
Bir damla sudan (döl yatağına) meni döküldüğü zaman. (Necm Suresi, 46)
Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. (İnsan Suresi, 2)
Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi? (Kıyamet Suresi, 37)
Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. (Nahl Suresi, 68)
Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 69)
Bilindiği gibi bal arısı, ürettiği balı altıgen şeklindeki evlerine -peteklere- doldurmaktadır. Petek inşasında bütün şekiller içinde en ideali altıgendir. Örneğin, petek gözleri beşgen, sekizgen, dokuzgen vs. şeklinde olsaydı, bütün kenarları birbiriyle çakışmayacak; böylece petek gözleri arasında kullanılmayan kısımlar kalacaktı. Ancak arılar Allah'ın ilhamıyla altıgen şekilli petekler yaparak, en az balmumu ile en fazla bal depolarlar.
Petekteki gözlerin iç açıları toplamı 720 derecedir.
Nahl Suresi'nde bu konuya gelinceye kadar olan ibare* adedi 120.
Sen, yoksa Kehf ve Rakim Ehlini Bizim şaşılacak ayetlerimizden mi sandın? (Kehf Suresi, 9)
Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik). (Kehf Suresi, 11)
Kuran'da Ashab-ı Kehf'in mağarada ne kadar kaldıkları bildirilirken "Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar." (Kehf Suresi, 25) denilmektedir. Müfessirler (tefsir edenler) bu ayeti açıklarken, Kehf Ehli'nin Güneş yılına göre 300 yıl, Kameri takvime göre ise 309 sene uyuduklarına işaret edildiğini ifade etmektedirler.
Sonra iki gruptan hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesap ettiğini belirtmek için onları uyandırdık. (Kehf Suresi, 12)
Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar. (Kehf Suresi, 25)
Kuran'da Ashab-ı Kehf'in mağarada kaldıkları sürenin doğrudan 309 sene olarak belirtilmeyip, 9 yıllık bir sürenin ilave edilmesi son derece hikmetlidir. Çünkü ifade şekli ile Güneş ve Ay yılları (Şemsi ve Kameri yıllar) arasındaki farka dikkat çekilmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Bilindiği gibi Güneş yılı, Dünya'nın Güneş etrafında dönmesinden meydana gelir ve Dünya'nın belirli bir noktadan ardı ardına 2 kere geçmesi arasında kalan 365,242217 Güneş günü, bir Güneş yılını oluşturur. Ay yılı ise 354,36768 günden ibarettir ki, bu Ay'ın Dünya etrafında 12 defa döndüğü süredir. Hesaplayacak olursak, Güneş ve Ay yılı arasında 10,874537 günlük bir fark vardır. Buna göre 100 Güneş senesi 103 Ay senesine denk gelir.
300 Güneş senesinin Ay senesi olarak karşılığını bulmak içinse -tam ayetteki gibi- 9 sene daha ilave etmek gerekmektedir.
Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki: "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki: "Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık." Dediler ki: "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin." (Kehf Suresi, 19)
"Ve elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıkıversin, (bu,) Firavun ve kavmine olan dokuz ayet (mucize) içinde(n biri)dir. Gerçekten onlar, fasık olan bir kavimdir." (Neml Suresi, 12)
Şehirde dokuzlu bir çete vardı, yeryüzünde bozgun çıkarıyorlar ve dirlik-düzenlik bırakmıyorlardı. (Neml Suresi, 48)
"Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen "Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat" dedi ve bana, konuşmada üstün geldi." (Sad Suresi, 23)
O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor. (Mülk Suresi, 3)
Fecre andolsun, on geceye, (Fecr Suresi, 1-2)
1 Elif: 7, ha: 0, dal: 0, ayn: 0, şın: o, ra:1, kef:0, vav: , be: 2
2 Elif, te, ye, mim, ra, lam, he, fe, sin, ayn, cim, vav, be, ha, nun, şın, kef, ze, dal, zel, kaf, hı, dad. Lamelif iki. Besmele dahil veya hariç.
3 Hı, lam, kaf, elif, nun, sin, mim
4 Se, mim, hı, lam, kaf, nun, elif, tı, fe, te
5 Nun: 3, tı: 0, fe: 3, te: 4
6 Nun, tı, fe, te, se, mim, cim, ayn, lam, kef, elif, ze, vav, ha, ye, dad, be, he, ra, kaf, sad, zel, sin. Lamelif iki
8 He, vav, elif, lam, zel, ye, hı, kaf, kef, mim, nun, te, ra, be, se, tı, fe, ayn, cim, ğayn, şın, dal, sin, lamelif iki.
9 Nun: 23, tı: 1, fe: 9, te: 13.
10 Mim, nun, ye, se, kef, elif, ayn, lam, kaf, te, fe, hı, sin, vav, cim, he, ze, zel, ra, be, dal, ha, şın. Besmele dahil veya hariç.
11 Besmele dahil.
12 Besmele dahil.
13 Elif, mim, ha, sin, be, te, nun
14 Besmele dahil.
15 Besmele dahil.
17 Sin, ayn, elif, lam, ye, ra, vav, mim, he
18 te: 2, sin: 2, ayn: 1, ra: 2, he: 1, tı: 1
19 sin, dal, vav, ye, elif, lam, ra, sad, ha, lamelif iki
20 tı: 1, sin: 1
21 45. ayetten itibaren 53. ayete kadar: 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53.
22 Secavend "mim"de, "tı"da ve "cim"de durarak.
23 Ra, kaf, sad, be, be, dal, kaf, be, be, be, be, dal, be, be, kaf, be, be, kaf, be, be, be, tı, be
24 Sin, be, ayn, mim, vav, elif, te
25 Sin: 2, be: 3, ayn: 2
26 "Lamelif" iki
27 Lam: 3, ye: 1, elif: 2, ayn: 1, şın: 1, ra: 2
* İbare: Kuran okunurken kullanılan durak işaretleriyle veya ayet sonu-ayet başı ile ayrılan ifadeler.
]]>(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
Venüs ve Mars, sıralama bakımından Dünya'ya en yakın iki gezegenin isimleridir. Kuran'da bu gezegenlerin günümüzdeki isimlerini oluşturan harfler, kendi çevrelerindeki dönüş sürelerine işaret edercesine dizilmişlerdir.
Kuran'da Venüs kelimesini oluşturan harfler (Arapça'da Vav-Elif-Nun-Elif-Sin) Kuran'da ilk olarak Enfal suresinin 72. ayetinde yan yana gelmektedir. Bir sonraki Venüs harfleri ise, Hud suresinin 3. ayetinde yan yana gelmektedir. Bu iki yerin arasında toplam 243 ayet geçmektedir. Uzay'da Venüs'ün kendi çevresindeki dolanım süresi de tam 243 gün sürer; yani 243 gün bitince dönüşünü tekrarlar. Kuran'da da, ilk Venüs harflerinden 243 ayet sonra bu harfler yeniden tekrarlanmaktadır.
Aynı şekilde, bu harf dizilimi Mars için de geçerlisir. Mars kelimesini oluşturan harfler (Arapça'da Mim-Elif-Ra-Sin) Kuran'da ilk olarak Mü'minun suresinin 44. ayetinde yan yana gelmektedir. Bir sonraki Mars harfleri ise yine Mü'minun suresinin 45. ayetinde yan yana gelmektedir. Yani hemen 1 ayet sonra tekrar geçmektedir. Aynı şekilde Mars'ın kendi çevresindeki dolanım süresi de sadece 1 gün sürer.
Venüs kelimesini oluşturan harfler Enfal Suresi'nin 72. ayetinde sağdan sola doğru yan yana gelmektedir.
Venüs kelimesini oluşturan harfler, Hud Suresi'nin 3. ayetinde sağdan sola doğru yan yana gelmektedir.
Mars kelimesini oluşturan harfler, Mü'minun Suresi'nin 44. ayetinde sağdan sola doğru yan yana gelmektedir.
Mars kelimesini oluşturan harfler, Mü'minun Suresi'nin 45. ayetinde sağdan sola doğru yan yana gelmektedir.
Mars ve Venüs gezegenlerinin dolanım süreleri modern astronomiye ait bilgilerdir. Bu gezegenlerin kendi çevrelerindeki dönüş süreleri astronomlar tarafından, Kuran'dan yüzyıllar sonra keşfedilmiştir. Diğer taraftan modern astronomide kullanılan Mars ve Venüs gezegenlerinin isimleri, Arapça'da sırasıyla Merih ve Zuhra olarak yer almaktadır. Kuran'ın indirildiği dönemde farklı toplumlar, bu gezegenler için farklı isimler kullanmaktalardı. Dolayısıyla Mars ve Venüs isimlerinin Kuran'da gizli bir şekilde yer alması da mucize niteliğindedir.
Kuran'da yer alan bu olağanüstü dizilimler, Kuran'ın Yüce Rabbimiz'in vahyi olduğunu bir kez daha tasdik etmektedir. Secde Suresi'nde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
]]>Kendisinde şüphe olmayan bu Kitab'ın indirilişi alemlerin Rabbi tarafındandır. Yoksa onlar: "Bunu uydurdu" mu diyorlar? Hayır; o, Rabbinden olan bir haktır; senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir kavmi uyarman için (onu sana indirdik). Umulur ki hidayet bulurlar. (Secde Suresi, 2-3)
(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
Televizyon yayınları ışık hızındaki elektromanyetik dalgaların evlerimize kadar ulaşmasıyla gerçekleştirilmektedir. Televizyon dalgaları öylesine hızlıdır ki, kilometrelerce uzaklıktan aynı saniye içerisinde görüntü nakli yapılabilmektedir. Kuran'daki Neml Suresi'nde -bu teknolojiyi anımsatacak şekilde- Hz. Süleyman'ın farklı bir ülkede bulunan kraliçenin tahtını, aynı saniye içerisinde mucizevi bir biçimde getirttiği anlatılmaktadır:
Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki: "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: "Bu Rabbimin fazlındandır, O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti)..." (Neml Suresi, 40)
Bu ayet ilk bakışta bize teleportasyon (ışınlama) veya görüntü naklini (televizyonu) anımsatmaktadır. Bu olayın anlatıldığı Neml Suresi'nde bazı harflerin gizli bir biçimde yan yana gelip "Televizyon" kelimesini oluşturduğu görülmektedir.
Televizyon kelimesini oluşturan harfler, Hz. Süleyman'dan bahsedilen Neml Suresi'nin 17. ayetinde soldan sağa yan yana dizilmiş durumdadır. Televizyon kelimesi Türkçe, İngilizce, Arapça ve farklı dillerde hemen hemen aynı şekilde yazılıp okunmaktadır.
Harflerin dizilimi ile ilgili tüm bu örnekler birarada incelendiğinde, tesadüflerle açıklanması mümkün olmayan bir mucize ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda, bu örneklerin her biri Kuran'da araştıranlar için, daha nice mucizelerin gizli olabileceğine de bir işarettir.
Bir ayette, Rabbimiz Kuran-ı Kerim'le ilgili şöyle buyurmaktadır:
]]>Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve deniz de -onun ardından yedi deniz daha eklenerek- (mürekkep) olsa, yine de Allah'ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Lokman Suresi, 27)
(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
Retina, görmemizi sağlayan hücrelerin bulunduğu göz tabakasıdır. Kuran'ın indirildiği dönemde görme işlevini sağlayan bu tabaka bilinmiyordu ve retina kelimesi de kullanılan bir terim değildi. Ancak Kuran'da "Retina" kelimesini oluşturan harfler, tek bir ayette -Fatır Suresi'nin 8. ayetinde- yan yana gelmektedir. Üstelik bu ayette "görmekten" ve "göstermekten" bahsedilmektedir; dolayısıyla retinaya işaret olması kuvvetle muhtemeldir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse (güzeli güzel, çirkini çirkin gören kimse gibi midir?) Şüphesiz Allah, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir... (Fatır Suresi, 8)
![]()
* Arapça sessiz harflerden oluşan bir alfabedir. Elif harfi Arapça'daki kelimelerin okunuşuna etki etmek suretiyle kullanılır.
Görmeyi sağlayan retina kelimesinin geçtiği bu ayette, "görmek" anlamına gelen Arapça "raa" fiilinden bahsedilmektedir. Sonraki ayetlere bakıldığında, aynı surenin 19. ayetinde "Kör ve gören bir olmaz" cümlesi geçmektedir. Bilindiği gibi retina hasarları kalıcı körlüğe neden olmaktadır. Sonraki 20. ayette ise"Karanlıklarla aydınlık bir olmaz" ifadesi geçmektedir ki; bu anlatım retinanın ışığa duyarlı hücrelerden oluşması bakımından çok manidardır. Bu saydığımız ayetlerdeki görmeyle ilgili ifadeler tüm Kuran'da çok nadir geçmektedir. Dolayısıyla "retina" kelimesinin binlerce ayetin arasında, sadece bu ayetlerle birarada denk gelmesi, Allah'ın Kuran'daki mucizelerinden biridir.]]>
(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
Enerji kaynaklarının başında gelen petrol, bu isimle ilk defa Alman minerolog Georgius Agricola'nın, 1556 tarihli De Re Metallica (Minerallerin Doğası Üzerine) adlı eserinde geçmektedir. Kuran'dan yüzyıllar sonra isimlendirilen bu enerji kaynağına, Kuran'da önemli işaretler yer almaktadır. (En doğrusunu Allah bilir.)
Petrol kelimesini oluşturan harfler (Be-Te-Re-Le) tüm Kuran'da tek bir ayette yan yana geçmektedir. En'am Suresi'nin 59. ayetinde, "yerin karanlıklarındaki" anlamına gelen "fi zulumati elardi" ifadesi de, petrolün yerin altındaki oluşumuna işaret edercesine aynı ayette yer almaktadır.
.... Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır. (En'am Suresi, 59)
Kuran'dan asırlar sonra kullanılan petrol kelimesinin farklı dillerdeki yazılışı veya okunuşu hemen hemen aynıdır; Türkçe, İngilizce, Arapça'da olduğu gibi…
* Arapça'da "P" harfi yoktur, bu sese denk olarak "Be" harfi kullanılmaktadır.
Ayrıca bilimadamları petrolün oluşumunu açıklarken, hayvan ve bitkilere ait kalıntıların uzun bir zaman aralığının ardından petrole dönüştüğünü ifade etmektedirler. Kuran'da bu oluşuma dikkat çeken bir diğer ayet şöyledir:
'Yemyeşil-otlağı' çıkardı. Ardından onu kuru, kara bir duruma soktu. (A'la Suresi, 4-5)
(Konu ile ilgili detaylı açıklama için bakınız, Harun Yahya, Kuran Mucizeleri, 1. cilt, 8. Baskı, Temmuz 2006)
]]>(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
"Ozon" kelimesi Arapça'da, Türkçe'de ve diğer tüm yabancı dillerde hemen hemen aynı şekilde okunup yazılmaktadır. Ozon kelimesini oluşturan harfler, Cin Suresi'nin 6. ayetinde yan yana geçmektedir. Üstelik bu ayetten sonraki ayetlerde ise, gökyüzünün "koruyucu" özelliğine dikkat çekilmektedir:
Doğrusu Biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla (parlak yıldızlarla) kaplı (doldurulmuş) bulduk. (Cin Suresi, 8)
Ayette gökyüzü ile ilgili tarif edilen "koruyucu"luk, atmosferin ozon tabakası ile çok örtüşen bir açıklamadır. Çünkü ozon, gökyüzündeki koruyucu tabakadır ve Dünya'yı tehlikeli güneş ışınlarından korumaktadır.
Ozon kelimesini oluşturan harflerin yan yana gelmesi, üstelik de ardından gelen ayette gökyüzünün "koruyucu" özelliğinden bahsedilmesi tesadüflerle açıklanamaz. Bu Rabbimiz'in Kuran'da yarattığı mucizelerden biridir.
(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
Kuran-ı Kerim'in indirildiği çağda, kuantum fiziği ve atomaltı parçacıklar bilinmiyordu. Fakat Kuran-ı Kerim gerek işaret ettiği bilimsel bilgiler, gerekse harf dizilimleri açısından geçmiş ve gelecek tüm bilimleri kapsayan işaretler içermektedir. Bunun bir başka örneği de Kehf Suresi'nin 37 ve 39. ayetlerde görülmekte; evrenimizi oluşturan bu temel parçacıkların isimlerine ve ağırlıklarına işaret eden bir mucize yer almaktadır. (En doğrusunu Allah bilir.)
"Nötron" kelimesini oluşturan harfler (Arapça Nun-Te-Re-Nun harfleri), tüm Kur'an-ı Kerim'de baştan sona sadece iki ayette geçmektedir. Bunlardan birisi18:39 no'lu ayettir ve "nötron kütlesi = 1839 me" olarak ifade edilmektedir.
Görüldüğü üzere, Kehf Suresi'nin 39. ayetinde hem nötron ismine hem de ayet numarasıyla nötronun ağırlığına açıkça işaret edilmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.) Diğer binlerce ayette bu harfler yan yana gelmemekte, tam 18:39 numaralı ayette "nötron" kelimesi ortaya çıkmaktadır.
Aynı durum "Proton" için de geçerlidir. Proton kelimesini oluşturan harfler (Arapça Be-Re-Te-Nun harfleri) Kuran'ı Kerimde nötrona oranla daha fazla sayıda geçmektedir. Ancak Kehf Suresi'nin 37. ayetinde, yani 18:37 no'lu ayette, proton kelimesini oluşturan harfler soldan sağa yan yana gelmektedir. Proton'nun kütlesi ise "1836-1837 me arasındadır" ve "1837 me" olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla burada da ayetin numarası 18:37, protonun ağırlığı olan "1837 me"ye işaret etmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)
* Arapça'da "P" harfi yoktur, bu sese denk olarak "Be" harfi kullanılmaktadır.
"Nötron" ve "Proton" kelimeleri Türkçe, İngilizce, Arapça ve farklı dillerde hemen hemen aynı şekilde yazılıp okunmaktadır. Atomları, zerreleri oluşturan bu parçacıklara Kuran'da işaret edilen bir başka ayet ise şöyledir:
]]>... Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus Suresi, 61)
(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
Kuran'daki "Ahkaf" Suresi, kelime anlamı olarak "kum tepeleri" anlamına gelmektedir. Astronomide Mars denildiğinde akla ilk gelen özelliklerinden birisi, Mars'taki yüksek kum yığınları, yani dev "kum tepeleri"dir. Mars bu yönüyle diğer gezegenlerden farklıdır.
Ahkaf Suresi'nin 23. ayetindeki harf dizilimlerine baktığımızda ise, Arapça Mim, Elif, Ra ve Sin harfleri yan yana gelerek, Mars kelimesini oluşturmaktadır.
Bu harflerin Mars'ın en belirgin özelliklerinden biri olan ve "kum tepeleri" anlamına gelen Ahkaf Suresi'nde yer alması son derece dikkat çekicidir. Üstelik sadece Mars değil, aynı zamanda Mars'ın uydusu olan gökcismi "Deimos" kelimesi de bu surede yan yana geçmektedir. Mars'ın çevresinde dönen "Deimos" isimli gökcismine ait harfler, Ahkaf Suresi'nin 30. ayetinde yan yana gelmektedir. Tüm bunlar zamandan münezzeh Rabbimiz'in Kuran'da tecelli eden sonsuz ilim ve bilgisinin örneklerindendir.
* Arapça'da "Vav" harfi, kelime içerisinde sesli harf olarak okunur.
]]>(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
Kuran'ın indirildiği çağda, kimse Hemoglobin molekülünden haberdar değildi ve böyle bir tıp terimi de bulunmamaktaydı. Oksijen ve karbondioksiti, vücudumuzdaki kanda taşıyan ve kana kırmızı rengini veren Hemoglobin, 19. yüzyılda keşfedilmiştir.
Vücudumuzdaki Demir (Fe) elementi sayesinde oluşan Hemoglobin, yaşamsal fonksiyonların devamı için hayati öneme sahiptir. Hemoglobinin ortasında bulunan Demir (Fe) elementi, oksijeni kendisine bağlar ve böylece oksijeni kanda taşır. Dolayısıyla Hemoglobin molekülü, demir elementi ile birlikte düşünülebilir.
Fetih Suresi'nin 25. ayetinde, Fe (Demir) ve Hemoglobin kelimelerini oluşturan harfler mucizevi bir şekilde yan yana gelmektedir. Üstelik Hemoglobini oluşturan harfler başka hiçbir ayette yan yana gelmemektedir. Bu istisnai durum, geçmiş ve geleceğin sahibi, zamandan münezzeh Rabbimiz'in yaratmasının delillerindendir.
* Hemoglobin kelimesi Türkçe, Arapça, İngilizce ve farklı dillerde hemen hemen aynı şekilde yazılıp okunmaktadır. Hemoglobin kelimesini oluşturan harfler soldan sağa doğru yan yana gelmektedir.
]]>
(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
Modern astronomideki önemli gelişmelerden biri, Halley kuyrukluyıldızının keşfidir. Edmund Halley isimli bilim adamı, bu yıldızın 76 yıllık dolanım süresi olduğunu 18. yüzyılda ortaya koymuştur. Edmund Halley bu keşfi ile, kuyrukluyıldızların astronomik yörüngelerini de açıklığa kavuşturmuştur.
"Halley" ismi ile anılan bu yıldızın ismi, Kuran'da dikkat çekici bir şekilde Enam Suresi'nin 76. ayetinde geçmektedir:
]]>Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu benim Rabbimdir." Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup-gidenleri sevmem" demişti. (Enam Suresi, 76)
"Halley" kelimesini oluşturan harfler, Kuran'da ilk defa bu ayette geçmektedir. Üstelik bu ayette "kaybolup giden" bir yıldızdan bahsedilmesi de son derece manidardır. Ayrıca bu ayette "yıldız" anlamına gelen Arapça "kevkeba" kelimesi de, "Halley" harflerinin hemen yakınında yer almaktadır:
Bu ayetin numarası olan 76 sayısı da yıldızın dönüş süresi olan 76 yıla işaret ediyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) Ayetin numarası olan 76 sayısı, Halley yıldızını temsil eder; çünkü Halley yıldızı 76 yılda bir Dünya'dan görülür, yani yörüngesini 76 yılda bir tamamlar. Bu nedenle Halley yıldızının Kuran'da ilk olarak 76. ayette geçmesi Allah'ın bir mucizesidir.
(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
Bilindiği gibi DNA terimi, canlılardaki genetik malzemenin kısaltılmış ifadesidir. Genetik biliminin başlangıç tarihi ise, Mendel isimli bilim adamının 1865 yılında hazırlamış olduğu genetik yasalarına dayanır. Bilim tarihi için bir dönüm noktası oluşturan bu tarihe, Kuran'da 18:65 numaralı Kehf Suresi'nin 65. ayetinde işaret edilmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)
D-N-A harflerinin (Arapça'da Dal-Nun-Elif harflerinin) Kuran'da nerelerde yan yana geldiği incelendiği zaman, en fazla Kehf Suresi'nin 65. ayetinde geçtiği görülecektir. Bu ayette benzersiz bir şekilde, D-N-A harfleri ardı ardına tam üç defa, yan yana yer almaktadır. Kuran'ın başka hiçbir ayetinde "DNA" harfleri bu şekilde ardarda ve çok sayıda geçmez.
DNA teriminin dikkat çekici bir şekilde yer aldığı bu istisna ayetin numarası ise 18:65'tir. Bu rakamlar genetik biliminin başlangıç yılı olan 1865 yılına dikkat çekmektedir. Bunu rastlantı olarak değerlendiremeyiz. Çünkü Kuran'da sadece 18:65 ayetinde "DNA" ardarda üç defa geçmektedir. Bu işaret mucizevi niteliktedir; çünkü DNA (Deoksiribo Nükleik Asit) ismini bilim dünyası çok yakın sayılabilecek bir tarihte koymuştur.
DNA ve genetik tarihinin başlangıcı olan ve 1865 yılına işaret eden Kehf Suresi'nde, DNA toplam 7 defa tekrarlanırken, RNA da (Arapça'da Ra-Nun-Elif harfleri) 7 defa tekrar etmektedir. Bildiğiniz gibi RNA molekülü de DNA gibi genetik yapıyı oluşturan diğer bir moleküldür. Bu nedenle DNA-RNA'nın özellikle bu surede eşit sayıda geçmesi, gerçekten bu moleküllere yüzyıllar önce Kuran'da işaret edildiğinin ayrı bir kanıtıdır. (En doğrusunu Allah bilir.)
(Bu bölüm Ömer Çelakıl'ın "Kur'an-ı Kerim'de Evrenin Yapıtaşları" kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Bu bölümde doğruluğu teyit edilmiş tespitlere yer verilmiştir.)
Tüm evren, içinde yaşadığımız Dünya, canlı-cansız bütün varlıklar, elementlerin çeşitli şekillerde birleşmesiyle oluşmuştur. Elementleri oluşturan bütün atomlar aynı parçacıklardan oluştuğu halde, birbirlerinden farklı özelliklere sahiptirler. Elementleri temelde birbirlerinden farklı kılan şey, atom numaraları, yani atomlarının çekirdeklerindeki proton sayılarıdır. En hafif element olan hidrojen atomunda bir proton, ikinci en hafif element olan helyum atomunda iki proton, altın atomunda 79 proton, oksijen atomunda 8 proton, demir atomunda 26 proton vardır. Altını demirden, demiri oksijenden ayıran özellik, yalnızca atomlarının proton sayılarındaki bu farklılıktır. Soluduğumuz hava, insan vücudu, herhangi bir bitki veya bir hayvan ya da uzaydaki bir gezegen, canlı-cansız, acı-tatlı, katı-sıvı herşey, Allah'ın üstün yaratışındaki delillerinden biri olarak, proton, nötron ve elektronlardan meydana gelmektedir. (Detaylı bilgi için bkz. Atom Mucizesi ve Molekül Mucizesi, Harun Yahya)
Kuran'da yer alan Hadid Suresi, bir element olan "Demir" anlamına gelmektedir. Bu surede diğer elementlere de atom numaralarıyla ve ağırlıklarıyla işaret edilmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.) Diğer bir deyişle demir elementinin ismine sahip Hadid Suresi'nde, yaklaşık 1400 yıl öncesinden evrendeki maddeleri oluşturan atomlarla ilgili bilgiler sunulmaktadır. Elementlerin, atom numaralarının henüz keşfedilmediği bir dönemde, bu bilgilere işaret edilmesi Kuran'ın bir başka mucizesidir.
Hadid Suresi'ndeki Arapça harfler öyle bir biçimde dizilmişlerdir ki, bir yandan Rabbimiz'in emir ve tavsiyelerini içeren ifadeler yer alırken, bir yandan da atomlarla ilgili bilgilere işaretler bulunmaktadır.
Bilim adamları 92 adet doğal element tespit etmiştir. Yakın dönem içerisinde bazı deneyler yapılarak numarası 92'den büyük olan yapay elementler de elde edilmiştir, fakat bu elementlere yeryüzünde pek rastlanmaz. Şu ana kadar Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği'nin (International Union of Pure and Applied Chemistry - IUPAC) varlığını onayladığı 110 element bulunmaktadır.
RADON ELEMENTİ = 86Rn
Radon (Rn) elementini Kuran'ın indirilişinden asırlar sonra, 1900 yılında, Alman kimyager Friedrich E. Dorn tarafından bulunmuştur. Bu elemente doğada nadir olarak rastlanmaktadır. Radyoaktif bir element olan radon, ışın tedavilerinde de kullanılmaktadır.
Ayetin başından "Rn" harflerine kadar geçen harf sayısı: 86
"Rn" elementinin atom numarası: 86
ZİRKONYUM ELEMENTİ = 40Zr
Zirkonyum (Zr) elementini 1789 yılında, Alman kimyager Martin Heinrich Klaproth bulmuştur. Kuran'da yüzyıllar öncesinden, nükleer reaktörlerin çekirdeklerinde kullanılan bu elemente işaret edilmesi büyük bir mucizedir.
"Z" ve "R" harflerinin ilk defa biraraya geldiği noktadan, ayetin başına kadar 40 harf bulunmaktadır. Zr sembollü Zirkonyum elementinin atom numarası da 40'tır. Ayrıca "Z" ve "R" harflerinin ilk defa biraraya geldiği noktadan, ayetin sonuna kadar, 91 harf yer almaktadır. Bu sayı da Zirkonyum elementinin atom ağırlığıdır.
Ayetin başından Zr harflerine kadar geçen harf sayısı: 40
"Zr" elementinin atom numarası: 40
TANTAL ELEMENTİ = 73Ta
Tantal (Ta) elementini 1802 yılında, İsveçli kimyager Anders Ekeberg keşfetmiştir. Çok sert ve erime noktası çok yüksek olan bir elementtir. Bu nedenle elektrik ve elektronik gibi alanlarda kullanılmaktadır. Ayrıca bu element vücut sıvıları ile reaksiyona girmediği için, tıpta da kullanım alanına sahiptir. Kuran'ın indirilişinden asırlar sonra keşfedilen bu element, doğada nadir bulunan elementlerden biridir.
"T" ve "A" harflerinin ilk defa biraraya geldiği noktadan, ayetin başına kadar 73 harf yer almaktadır. Bu sayı da Tantal elementinin atom numarasıdır.
Ayetin başından "Ta" harflerine kadar geçen harf sayısı: 73
"Ta" elementinin atom numarası: 73
FLOR ELEMENTİ = 9F
Flor (F) elementini 1886'da, Henri Moissan isimli Fransız kimyager elde etmeyi başarmıştır. Hadid Suresi'nde ilk "F" harfinden ayetin başına kadar 9 harf geçmektedir.
Ayetin başından F harfine kadar geçen harf sayısı: 9
"F" elementinin atom numarası: 9
OKSİJEN ELEMENTİ = 8O
Dünya'da en çok bulunan kimyasal elementlerden biri Oksijendir. Oksijen, 1770'li yıllarda birbirinden bağımsız olarak iki bilim adamı tarafından keşfedilmiştir: İsveçli Carl Scheele ve İngiliz Joseph Priestley.
Hadid Suresi'nde ilk "O" harfinden ayetin başına kadar 8 harf geçmektedir. "O", Arapça'da Elif harfiyle gösterilmektedir. "O" simgeli Oksijen elementinin atom numarası ise sekizdir.
Ayetin başından "O" harfine kadar geçen harf sayısı: 8
"O" elementinin atom numarası: 8
SAMARYUM ELEMENTİ = 62Sm
Samaryum (Sm) elementini Fransız bilim adamı Paul Lecoq de Boisbaudran 1879 yılında keşfetmiştir.
Bu surede "S" ve "M" harfleri ilk defa 62. harften sonra biraraya gelmektedir. Harfler "M" ve "S" olarak yan yana gelmektedir. Ancak Sm harflerinin dizilim olarak tersi olan Ms isminde herhangi bir element yoktur.
Ayetin başından "Sm" harflerine kadar geçen harf sayısı: 62
"Sm" elementinin atom numarası: 62
POTASYUM ELEMENTİ = 39K
Potasyum (K) elementini ilk olarak 1807 yılında, İngiliz kimyager Sir Humphry Davy elektroliz yoluyla elde etti. Bitki ve hayvanlarla birlikte, insan vücudunun da çokça ihtiyaç duyduğu potasyum elementi, doğada bol miktarda bulunur. Ayrıca patlayıcı yapımından tıp tedavilerine kadar geniş bir kullanım alanı vardır.
Hadid Suresi'nde ayetin başından "K" harfinin ilk defa geçtiği yere kadar 39 harf geçmektedir; ki bu sayı K elementinin atom ağırlığıdır. Ayrıca surenin başından buraya kadar 19 kelime yer almaktadır. Bu da K elementinin atom numarası olması bakımından dikkat çekicidir.
Ayetin başından "K" harfine kadar geçen harf sayısı: 39
"K" elementinin atom ağırlığı: 39
KÜKÜRT ELEMENTİ = 32S
Kükürt (S) elementi canlıların yapısında ve toprakta yüksek miktarda bulunmaktadır. Hadid Suresi'nde kükürt elementini temsil eden ilk "S" harfine kadarki harf sayısı 32'dir. Bu sayı aynı zamanda kükürt elementinin atom ağırlığıdır.
Ayetin başından ilk "S" harfine kadar geçen harf sayısı: 32
"S" elementinin atom ağırlığı: 32
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
ERBİYUM ELEMENTİ = 167Er
Erbiyum (Er) elementini Carl Gustaf Mosander isimli İsveçli bilim adamı 1843 yılında keşfetmiştir. Surenin başından 167 harf sonra "E" ve "R" harflerinin biraraya gelmektedir. Erbiyum elementinin atom ağırlığı ise 167'dir.
Ayetin başından "Er" harflerine kadar geçen harf sayısı: 167
"Er" elementinin atom ağırlığı: 167
NEODİM ELEMENTİ = 60Nd
Neodim (Nd) elementini 1885'de Avusturyalı bilim adamı Carl F. Auer von Welsbach elde etmeyi başardı.
Hadid Suresi'nde "N" ve "D" harflerinin ilk defa yan yana geldiği noktadan ayetin sonuna kadar 60 harf geçmektedir. Bu sayı Nd elementinin atom numarasıdır.
"Nd" harflerinden ayetin sonuna kadar geçen harf sayısı: 60
"Nd" elementinin atom numarası: 60
VANADYUM ELEMENTİ = 23V
Vanadyum (V) elementini 1801 yılında Meksikalı bilim adamı Andres Manuel del Rio ve 1830 yılında İsveçli kimyager Nils Gabriel Sefstrom keşfetmişlerdir. Vanadyum vücuttaki temel eser elementlerden biridir. V harfinden ayetin sonuna kadar 23 harf geçmektedir; ki bu sayı da Vanadyum elementinin atom numarasıdır.
"V" harfinden ayetin sonuna kadar geçen harf sayısı: 23
"V" elementinin atom numarası: 23
GALYUM ELEMENTİ = 69Ga
Galyum (Ga) elementini 1875 yılında Fransız kimyager Paul Emile Lecoq de Boisbaudran tayf çizgilerinden yola çıkarak keşfetti. Galyum elektronik ve tıp gibi farklı alanlarda da kullanılmaktadır.
Hadid Suresi'nde "G" ve "A" harflerinin yan yana geldiği noktadan ayetin sonuna kadar 69 harf geçmektedir. Galyum elementinin atom ağırlığı da 69'dur.
"Ga" harflerinden ayetin sonuna kadar geçen harf sayısı: 69
"Ga" elementinin atom ağırlığı: 69
AZOT ELEMENTİ = 14N
1772 yılında İskoçyalı bilim adamı Daniel Rutherford tarafından bulunan Azot (N) elementi, atmosferin %78'ini oluşturur. Ayrıca Güneş'in ve bazı yıldızların yapısında da yer alır. Canlıların yapısında çok önemli bir yere sahip olan azot, protein ve nükleik asit gibi yaşamsal öğelerde de bulunur.
Hadid Suresi'nde "N" harfinden ayetin sonuna kadar 14 harf geçmektedir. N elementinin atom ağırlığı, 14'tür. İkinci ile üçüncü "N" harfleri arasında ise 7 harf yer almaktadır. Azotun atom numarası ise 7'dir.
"N" harfinden ayetin sonuna kadar geçen harf sayısı: 14
"N" elementinin atom ağırlığı: 14
BİZMUT ELEMENTİ = 83Bi
Yüzyıllar önce Kuran'da işaret edilen elementlerden birisi de Bizmut (Bi) elementidir. (En doğrusunu Allah bilir.) Az bulunan elementlerden biri olan Bizmutun, tıptan nükleer reaktörlere, kozmetikten elektrik devrelerine kadar çeşitli kullanım alanları vardır.
Hadid Suresi'nde "B" ve "İ" harflerinin yan yana geldiği noktalar arasında, 83 harf yer almaktadır.
"Bi" harfleri arasında geçen harf sayısı: 83
"Bi" elementinin atom numarası: 83
KROM ELEMENTİ = 24Cr
Krom (Cr) elementi 1797 yılında Louis-Nicolas Vauquelin tarafından keşfedilmiştir. Hadid Suresi'nde Krom elementini temsil eden C ve R harflerinin yan yana geldiği birinci ve ikinci yerler arasında, toplam 24 kelime yer almaktadır. Krom elementinin atom numarasının 24 olması da, bu bakımdan çok dikkat çekicidir.
"Cr" harfleri arasında geçen kelime sayısı: 24
"Cr" elementinin atom numarası: 24
ASTATİN ELEMENTİ = 85At
Astatin (At) elementi 1940 yılında üç bilim adamı tarafından keşfedilmiştir. Diğer elementlerde olduğu gibi Astatin elementinin atom numarasının da, sure içinde yer alıyor olması mucize niteliğinde bir durumdur. Astatin elementini temsil eden A ve T harflerinin yan yana geldiği ikinci ve üçüncü yerler arasında, 85 harf yer almaktadır. Bu rakam aynı zamanda Astatin elementini atom numarasıdır.
"At" harfleri arasında geçen harf sayısı: 85
"At" elementinin atom numarası: 85
LİTYUM ELEMENTİ = 6Li
Lityum (Li) elementini 1817 yılında İsveçli kimyager Johan August Arfvedson keşfetti. Bu element yerkabuğunda yaklaşık %0.002 oranında bulunmaktadır. Sanayide de ihtiyaç duyulan lityum elementi, pil yapımında, soğutucularda, tıpta, yapay kauçuk üretimi gibi birçok farklı alanda kullanılmaktadır.
Hadid Suresi'nde "L" ve "İ" harflerinin ilk defa yan yana geldiği noktadan ayetin başına kadar 6 kelime geçmektedir. Bu sayı Lityum elementinin atom ağırlığıdır.
Ayetin başından "Li" harflerine kadar geçen kelime sayısı: 6
"Li" elementinin atom ağırlığı: 6
HAFNİYUM ELEMENTİ = 178Hf
Hafniyum (Hf) elementini Hollandalı fizikçi Dirk Coster ve Macar kimyager Georg de Hevesy 1923 yılında keşfettiler. Bu elementten özellikle nükleer reaktörlerde faydalanılmaktadır. Ayrıca bu elemente Güneş'in atmosferinde de rastlanmıştır.
Hadid Suresi'nin başından "H" ve "F" harflerinin yan yana geldiği noktaya kadar, 178 kelime geçmektedir. Hafniyum elementinin atom ağırlığı ise 178'dir.
Surenin başından "Hf" harflerine kadar geçen kelime sayısı: 178
"Hf" elementinin atom ağırlığı: 178
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
İNDİYUM ELEMENTİ = 114İn
İndiyum (İn) elementini ilk olarak 1863 yılında Hieronymus Theodor Richter ve Ferdinand Reich isimli bilim adamları buldular. Kuran'ın indirilişinden asırlar sonra keşfedilen İndiyum (İn) elementi doğada az miktarda bulunmaktadır.
Hadid Suresi'nin başından "İ" ve "N" harflerinin yan yana geldiği noktaya kadar 114 kelime geçmektedir; ki bu sayı İndiyum elementinin atom ağırlığıdır.
Surenin başından "İn" harflerine kadar geçen kelime sayısı: 114
"İn" elementinin atom ağırlığı: 114
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
STRONSİYUM ELEMENTİ = 87Sr
Radyoaktif olmayan Stronsiyum (Sr) elementini ilk kez 1790 yılında Adair Crawford ve William Cruikshank İskoçya'da keşfetmişlerdir.
Hadid Suresi'nin başından "S" ve "R" harflerinin birarada geçtiği yere kadar 87 kelime geçmektedir. Stronsiyum elementinin atom ağırlığı da 87'dir.
Surenin başından "Sr" harflerine kadar geçen kelime sayısı: 87
"Sr" elementinin atom ağırlığı: 87
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
AKTİNYUM ELEMENTİ = 89Ac
Fransız bilim adamı Andre Debierne tarafından 1899 yılında keşfedilen aktinyum (Ac) elementi, çok nadir bulunan radyoaktif bir elementtir. Karanlıkta etrafa mavi ışık yayan bu element beyazımsı gümüş renktedir. Kuran'dan asırlar sonra keşfedilen bu elementin insanlara önceden haber verilmiş olması, Rabbimiz'in sonsuz ilim sahibi olduğunun göstergesidir.
Hadid Suresi'nin başından "A" ve "C" harflerinin ilk defa biraraya geldiği yere kadar 89 kelime geçketedir. Bu sayı Aktinyum elementinin atom numarasıdır.
Surenin başından "Ac" harflerine kadar geçen kelime sayısı: 89
"Ac" elementinin atom numarası: 89
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
TORYUM ELEMENTİ = 90Th
1828 yılında İsveçli kimyager Jons Jacob Berzelius tarafından keşfedilen toryum (Th) elementi radyoaktif bir elementtir. Nükleer aygıtlarda enerji kaynağı olarak yararlanılmaktadır.
Toryum elementinin atom numarası 90'dır. Hadid Suresi'nin başından "T" ve "H" harflerinin ilk defa yan yana geldiği yere kadar geçen kelime sayısı da 90'dır.
Surenin başından "Th" harflerine kadar geçen kelime sayısı: 90
"Th" elementinin atom numarası: 90
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
LUTESYUM ELEMENTİ = 71Lu
Lutesyum (Lu) elementi 1907 yılında Auer von Welsbach ve Georges Urbain tarafından keşfedilmiştir. İsmi bir elemente ait olan Hadid (Demir) Suresi'nde, Lutesyumu temsil eden L ve U harflerine kadar, surenin başlangıcından itibaren 71 kelime geçmektedir. Lu elementinin atom numarası da 71'dir.
Surenin başından "Lu" harflerine kadar geçen kelime sayısı: 71
"Lu" elementinin atom numarası: 71
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
NİKEL ELEMENTİ = 58Ni
Saf nikel (Ni) elementini ilk kez 1751 yılında İsveçli bilim adamı Axel Fredrik Cronstedt izole ederek elde etmiştir. Demirden daha sert olan nikel elementi, çürümeye ve paslanmaya karşı çok dayanıklıdır. Dananıklı sanayi aletlerinden madeni paraların yapımına kadar birçok sahada nikelden faydalanılmaktadır.
Hadid Suresi'nde "N" ve "İ" harflerinin ilk defa yan yana geldiği noktadan ayetin sonuna kadar 58 kelime geçmektedir. Bu sayı Nikel elementinin atom ağırlığıdır.
"Ni" harflerinden surenin sonuna kadar geçen kelime sayısı: 58
"Ni" elementinin atom ağırlığı: 58
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
BERİLYUM ELEMENTİ = 9Be
Berilyum (Be) elementi 1798 yılında Louis-Nicolas Vauquelin tarafından keşfedilmiştir. Doğada sık rastlanan bu element nükleer aygıtlarda, roketlerde ve uzay araçlarında kullanılmaktadır.
"B" ve "E" harflerinin yan yana geldiği noktadan ayetin sonuna kadar 9 kelime geçmektedir ve bu sayı da Berilyum elementinin atom ağırlığıdır.
"Be" harflerinden ayetin sonuna kadar geçen kelime sayısı: 9
"Be" elementinin atom ağırlığı: 9
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
SODYUM ELEMENTİ = 11Na
Sodyum (Na) elementini 1807'de Humphry Davy elektroliz işlemiyle keşfetti. Sodyum atomları, kullandığımız sofra tuzundan uzaydaki yıldızlara kadar birçok maddenin yapısında bulunmaktadır. İnsan vücudundaki hücrelerde de bulunan sodyum atomlarının hayati fonksiyonları vardır. Vücut sıvıları ile hücreler arasında normal bir su akışının olması, doku oluşumu ve kasların kasılması için de, insan vücudunda belli bir miktar sodyum bulunması gereklidir.
Hadid Suresi'nde "N" ve "A" harflerinin biraraya gelişinden, ayetin sonuna kadar 11 kelime geçmektedir. Bu sayı Sodyum elementinin atom numarası ile aynıdır.
"Na" harflerinden ayetin sonuna kadar geçen kelime sayısı: 11
"Na" elementinin atom numarası: 11
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
NİYOBYUM ELEMENTİ = 41Nb
Niyobyum (Nb) elementi 1801'de İngiliz kimyager Charles Hatchett tarafından keşfedilmiştir. Doğada nadir bulunan bu element, nükleer reaktörlerde, yüksek ısılara dayanıklı malzemelerin yapımında kullanılmaktadır.
Hadid Suresi'nde Nb harflerinin yan yana geldiği yerler arasındaki kelime sayısı, Niyobyum elementinin atom numarası olan 41'dir.
"Nb" harfleri arasında geçen kelime sayısı: 41
"Nb" elementinin atom numarası: 41
* Sayıma bağlaçlar dahil edilmemiştir.
MAGNEZYUM ELEMENTİ = 12Mg
Magnezyum elementi 1808 yılında İngiliz kimyager Sir Humphry Davy tarafından keşfedilmiştir. Kuran'ın vahyedilmesinden yüzyıllar sonra elde edilen magnezyum (Mg) elementi yerkabuğunda en fazla bulunan elementlerden biridir. Deniz suyundan insan vücuduna kadar birçok yapıda yer almaktadır. Canlılar açısından hayati öneme sahip bir elementtir.
Hadid Suresi'nde Mg harflerinin yan yana geldiği yerler arasındaki kelime sayısı 12'dir. Bu sayı aynı zamanda Magnezyum elementinin atom numarası olan 12'dir.
Suredeki "Mg" harfleri arasında geçen kelime sayısı: 12
"Mg" elementinin atom numarası: 12
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
DİSPROSYUM ELEMENTİ = 162Dy
Disprosyum (Dy) elementini 1886 yılında Fransız bilim adamı Paul Emile Lecoq de Boisbaudran bulmuştur. Bu elementin atom ağırlığı 162'dir. Hadid Suresi'nde Dy harflerinin yan yana geldiği yerler arasındaki kelime sayısı da 162'dir.
Suredeki "Dy" harfleri arasında geçen kelime sayısı: 162
"Dy" elementinin atom ağırlığı: 162
* Sayıma bağlaçlar dahil edilmemiştir.
ÇİNKO ELEMENTİ = 65Zn
Çinko (Zn) metali yerkabuğundan canlı organizmalara kadar birçok yapıda yer almaktadır. Örneğin insan vücudundaki enzimlerde ve kan hücrelerinde görev alarak hayati fonksiyonları yerine getirmektedir.
Hadid Suresi'nde Zn harflerinin yan yana geldiği yerler arasındaki kelime sayısı 65'tir. Çinko elementinin atom ağırlığı da 65'tir.
Suredeki "Zn" harfleri arasında geçen kelime sayısı: 65
"Zn" elementinin atom ağırlığı: 65
* Sayıma bağlaçlar dahil edilmemiştir.
KLOR ELEMENTİ = 35Cl
Klor (Cl) elementini, Kuran indirildikten asırlar sonra, 1774 yılında İsveçli bilim adamı Carl Wilhelm Scheele elde etmiştir. Klor en çok içme suyundaki ve havuz suyundaki bakterilerin öldürülmesinde kullanılır. Klorun ilaçların üretiminden boyalara, petrol ürünlerinden temizlik malzemelerine geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır.
Hadid Suresi'nde "C" ve "L" harflerinin yan yana geldiği durumlardan, ilk ve sonuncusu arasında 35 kelime yer almaktadır. Bu sayı Klor elementinin atom ağırlığıdır.
Surede geçen ilk ve son "Cl" harfleri arasındaki kelime sayısı: 35
"Cl" elementinin atom ağırlığı: 35
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
KARBON ELEMENTİ = 12C
Canlıların yapısında çok önemli bir yere sahip olan Karbon (C) elementi birbirinden farklı birçok maddenin yapısında bulunmaktadır. Karbon atomları, solunum esnasında açığa çıkan karbondioksitten elmasa kadar çok farklı bileşiklerde görev alır.
Hadid Suresi'nde ilk ve sonuncu "C" harfleri arasında 12 kelime yer almaktadır. Bu sayı aynı zamanda Karbon elementinin atom ağırlığıdır.
Surede geçen ilk ve son "C" harfleri arasındaki kelime sayısı: 12
"C" elementinin atom ağırlığı: 12
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
SERYUM ELEMENTİ = 140Ce
Seryum (Ce) elementini 1803 yılında İsveçli jeolog Wilhelm von Hisinger ve İsveçli kimyager Jons Berzelius ile onlardan bağımsız Alman kimyager Martin Klaproth isimli bilim adamları bulmuştur.
Hadid Suresi'nde "C" ve "E" harflerinin yan yana geldiği durumlardan, ilk ve sonuncusu arasında 140 kelime yer almaktadır. 140 aynı zamanda Seryum elementinin atom ağırlığıdır.
Surede geçen ilk ve son "Ce" harfleri arasındaki kelime sayısı: 140
"Ce" elementinin atom ağırlığı: 140
* Sayıma "ve" bağlacı dahil edilmemiştir.
KRİPTON ELEMENTİ = 83Kr
Kripton (Kr) elementini İngiliz kimyagerler Morris W. Travers ve Sir William Ramsay 1898 yılında keşfettiler.
Hadid Suresi'nde "K" ve "R" harflerinin yan yana geldiği durumlardan, ilk ve sonuncusu arasında 83 kelime yer almaktadır. Kripton elementinin atom ağırlığı da 83'tür.
Surede geçen ilk ve son "Kr" harfleri arasındaki kelime sayısı: 83
"Kr" elementinin atom ağırlığı: 83
* Sayıma bağlaçlar dahil edilmemiştir.
Bu kitapta sonuç bölümüne kadar incelediğimiz tüm bilgiler, bizlere açık bir gerçeği göstermektedir: Kuran öyle bir kitaptır ki, içinde verilen haberlerin hepsi doğru çıkmıştır ve çıkmaktadır. Bilimsel konularda, geçmişten ve gelecekten verilen haberlerde ya da matematiksel şifrelemelerde o dönemde hiçbir insan tarafından bilinemeyecek gerçekler ayetlerde haber verilmiştir. Bu bilgilerin o dönemin bilgi düzeyiyle ve teknolojisiyle edinilmesi mümkün değildir. Elbette ki bu durum, Kuran'ın insan sözü olamayacağının apaçık bir ispatıdır.
Kuran, herşeyi yoktan var eden ve ilmiyle tüm varlıkları kuşatan Yüce Allah'ın sözüdür. Allah bir ayetinde, Kuran'la ilgili olarak, "... Eğer o, Allah'tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok çelişkiler bulacaklardı" (Nisa Suresi, 82) buyurmaktadır. Kuran'ın içinde yer alan her bilgi, bu İlahi kitabın bilinmeyen gizli mucizelerini ortaya koymaktadır. İnsana düşen ise, Allah'ın indirdiği bu İlahi kitaba sımsıkı sarılmak ve onu kendisine yol gösterici olarak kabul etmektir. Allah, Kuran'da bizlere şöyle bildirir:
]]>Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve Kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbidendir. Yoksa: "Bunu kendisi yalan olarak uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Bunun benzeri olan bir sure getirin ve eğer gerçekten doğru sözlüyseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın." (Yunus Suresi, 37-38)
Bu indirdiğimiz mübarek bir Kitap'tır. Şu halde O'na uyun ve korkup-sakının. Umulur ki esirgenirsiniz. (Enam Suresi, 155)
Kuran'ın Edebi Mükemmelliği ve Taklit Edilemezliği Hakkındaki Yorumlardan Bazıları
Mekkeliler hala ondan mucize istiyorlardı ve Hz. Muhammed (sav), dikkate değer bir cesaretle ve kendinden eminlikle misyonunun teyidi olarak Kuran'ın kendisine başvurdu. Tüm Araplar gibi onlar da lisan ve konuşma sanatında uzmandılar. Eğer Kuran onun kendi yazması olsaydı, diğer kişiler onunla rekabet edebilirdi. Bırakalım onun gibi on ayet yazsınlar. Eğer yazamazlarsa (ki kesinlikle yazamazlar) o zaman Kuran'ı açık bir mucize olarak kabul etsinler. (Oxford Üniversitesi'nden ünlü Arap dili uzmanlarından Hamilton Gibb)248
Edebi bir dev yapıt olarak Kuran tek başına durmaktadır; Arap edebiyatının eşsiz bir ürünüdür, kendi deyimiyle selefi ve halefi yoktur. Tüm çağların Müslümanları yalnızca içeriğinin değil, üslubunun da taklit edilemeyeceği konusunda birleşmişlerdir… (Arap dili uzmanı Hamilton Gibb)249
Kuran'ın Arap edebiyatının gelişimi üzerindeki etkisi ölçülemez ve bu etki pek çok yönde olmuştur. İçerdiği fikirler, dili, kafiyesi sonraki tüm edebi eserlere az ya da çok nüfuz etmiştir. Belirli dil özellikleri ne bir sonraki yüzyıl nesrinde ne de daha sonraki nesir yazılarında taklit edilemedi, fakat en azından kısmen Kuran'ın Arap diline getirdiği esneklik nedeniyle mevcut durum hızlı bir şekilde gelişebildi ve imparatorluk yönetiminin ve gelişen toplumun yeni ihtiyaçlarına göre bir hal aldı. (Arap dili uzmanı Hamilton Gibb)250
Misyonunun gerçekliğinin bir kanıtı olarak ne zaman Hz. Muhammed (sav)'ten bir mucize istense, O, Kuran'ın İlahi kaynağının bir kanıtı olarak Kuran ifadelerini ve kıyaslanamaz üstünlüğünü kullanmıştır. Aslında Müslüman olmayan kişiler için bile hiçbir şey onun anlaşılır bir bütünlüğe ve kavrayıcı bir tokluğa sahip dilinden daha harika değildir... Gösterişli ahenklerle dolu seslerin bolluğu ve olağanüstü ritimler, en düşmanca ve kuşkuyla yaklaşan kişilerin değişmesinde önemli olmuştur.251 (Paul Casanova'nın "L'Enseignement de I'Arabe au College de France" (Fransız Kolejinde Arap Eğitimi) adlı makalesinden)
Kuran Cebrail tarafından Hz. Muhammed (sav)'e dikte ettirilmiş, kelimesi kelimesine Allah'ın bir vahyidir. Kendisi ve Allah'ın peygamberi Hz. Muhammed (sav)'in doğruluğunu teyit eden bir mucizedir. Mucizevi niteliği kısmen tarzında yatar -o kadar mükemmel ve yücedir ki hiçbir insan ve cin en kısa suresiyle kıyaslanabilecek tek bir sure yazamaz- kısmen de öğretisinin içeriğinde, gelecek hakkındaki bilgilerinde ve Hz. Muhammed (sav)'in asla kendi kendine elde edemeyeceği bilgilerin olağanüstü derecede doğruluğunda yatar.252 (Harry Gaylord Dorman'ın Towards Understanding Islam (İslam'ı Anlamaya Doğru) adlı kitabından)
Arapça Kuran'a aşina olan herkes bu dini kitabın güzelliğini övmede hemfikirdir; biçimindeki ihtişam o kadar üstündür ki, herhangi bir Avrupa lisanına tercüme edildiğinde gerektiği gibi takdir edilemeyebilir.253 (Edward Montet, Traduction Francaise du Coran (Kuran'ın Fransızca Tercümesi) adlı kitabından)
Orijinal Arapçası ile Kuran insanı harekete geçiren bir güzelliğe ve cazibeye sahiptir. Özlü ve üstün stili, genellikle kafiyeli olan, birden çok anlamlar içeren kısa cümleleri, kelime kelime tercümesinde ifade edilmesi son derece zor olan anlamlı bir etkiye ve patlayıcı bir enerjiye sahiptir.254 (John Naish'in The Wisdom of the Qur'an (Kuran'ın Hikmeti) adlı kitabından)
Kuran evrensel olarak, Arapların en asil ve kibarı olan Kureyş lehçesinde, en güzel ve saf bir dille yazılmıştır… Kuran'ın stili güzel ve akıcıdır… ve birçok yerde özellikle de Allah'ın haşmeti ve nitelikleri tarif edildiği zamanlar yüce ve görkemlidir… O kadar başarılıdır ve dinleyicileri o kadar hayrete düşürür ki, bazı muhalifleri bunun bir büyücülük ve sihir etkisi olduğunu düşünmüşlerdir.255(George Sale'in, The Koran: The Preliminary Discourse (Kuran: İlk Vaaz) adlı kitabından)
Gerçekliğin, hikmetin ve üslup sadeliğinin mucizesi...256 (Aziz Bosworth Smith'in Mohammed and Mohammadanism (Hz. Muhammed ve Muhammedçilik) adlı kitabından)
Kuran seçkin güzellikte bir kafiyeye ve kulağı büyüleyen bir ahenge sahiptir. Pek çok Hıristiyan Arap, Kuran'ın stilinden hayranlıkla bahseder ve pek çok Arapça uzmanı onun mükemmelliğini kabul eder... Gerçekte, hem şiir hem nesirde engin ve verimli olan Arap edebiyatı içinde onunla kıyaslanacak hiçbir şey yoktur.257 (Alfred Guillaume'ın Islam (İslamiyet) adlı kitabından)
Kuran'ın İlahi Bir Kitap Olması ve İnsanlar Üzerindeki Etkisi Hakkındaki Yorumlardan Bazıları
Bütün olarak Kuran'da en zeki insanlar, en büyük filozoflar ve en yetenekli politikacılardan alınabilecek bir akıl koleksiyonu buluruz. Ama Kuran'ın ilahi kaynaklı olduğunun başka bir kanıtı daha bulunmaktadır; vahyedildiği günden bugüne kadar çağlar boyunca bozulmadan korunmuş olması... Müslüman dünya tarafından tekrar tekrar okunan bu kitap, iman eden kişide hiçbir bıkkınlık meydana getirmez, aksine tekrarları yoluyla her gün daha da çok sevilir. Onu dinleyen ya da okuyan kişide derin bir huşu ve saygı hissi uyandırır... Dolayısıyla, İslam'ın büyük ve hızlı bir şekilde yayılmasını sağlayan, her şeyden öte, bu kitabın Allah'ın kitabı olmasıdır...258 (Laura Veccia Vaglieri'ın Apologie de I'Islamisme(İslamiyet Adına Bir Açıklama) adlı kitabından)
Kuran çok sayıda mükemmel ahlaki tavsiyeler içerir ve içeriği küçük bağlantısız parçalardan oluşur, öyle ki tüm insanların onaylaması gereken özdeyişler bulmadan tek bir sayfasını bile geçemeyiz. Kuran'ın bölümler halindeki bu yapısı hayattaki herhangi bir olayda sıradan insanlara uygun olan, kendi içinde bir bütün olan metinler, özdeyişler ve kurallar meydana getirir.259 (John William Draper'ın A History of the Intellectual Development of Europe (Avrupa'nın Entelektüel Tarihinin Gelişimi) adlı kitabından)
[Allah'ın] Güç, bilgi ve evrensel İlahi takdir ve birliği (göklerin ve yerin sahibi tek bir Allah'a olan inanç ve güven) niteliklerine atfen Kuran'da geçen İlahi doğa anlayışı, ayrıca yüksek ve derin ahlaki azim, öğüt verici akli konuların Kuran'da yer alması ve güçlü milletler ve büyük imparatorlukların kurulacağını ispatlayan bölümler bulunması sebepleriyle Kuran'ın en üst derecede övgüye layık olduğu da kabul edilmelidir.260 (Aziz J. M. Rodwell’in Arapça’dan tercüme İngilizce Kuran mealinin önsözünden)
… Edebi bir ürün olarak onun değeri bazı subjektif ve estetik zevklerin ön yargıları ile ölçülmemelidir, ancak Hz. Muhammed (sav)'in çağdaşları ve hemşehrilerinde oluşturduğu etki göz önünde bulundurulmalıdır. Şimdiye kadar düşman olan elementleri tek bir vücutta birleştirmenin yanı sıra, eğer dinleyenlerin kalbine bu kadar güçlü ve ikna edici sesleniyorsa, şimdiye kadar Arapların zihniyetinin ötesinde olan fikirleri canlandırıyorsa belagatı mükemmeldir, çünkü kabilelerden medeni bir ulus kurmuştur...261 (Dr. Steingass'ın, T. P. Hughes'un Dictionary of Islam (İslam Sözlüğü) adlı kitabında yer alan bir sözü)
… Arapça Kuran'ın yüce belagatını zayıf da olsa yansıtacak bir şeyler üretme girişimim, mesajın kendisinin yanı sıra, kompleks ve zengin kafiyeleriyle çeşitlenmiş insanlığın en büyük edebi başyapıtı olan Kuran'ın karşısında sönük kaldı... Müslüman Pickthall'ın Kutsal Kitabı tarif ederken kullandığı tabirle bu "taklit edilemez ahenk" daha önceki tercümanlar tarafından neredeyse tümüyle göz ardı edilmiştir; bu yüzden muhteşem şekilde süslenmiş orijinaliyle kıyaslandığında (meallerin) donuk ve düz seslere sahip olması şaşırtıcı değildir.262 (Arthur J. Arberry'nin The Koran Interpreted (Açıklamalı Kuran) adlı kitabından)
Modern bilginin ışığında Kuran tamamen objektif olarak incelendiğinde, pek çok kereler belirtildiği gibi ikisi arasındaki uzlaşma fark edilir. Hz. Muhammed (sav)'in zamanındaki bir kişinin o günün bilgisiyle böyle ifadelerin sahibi bir yazar olması düşünülemez. Bu tür düşünceler Kuran'ın eşsizliğini gösteriyor ve tarafsız bilim adamını, materyalist sebeplere dayanan bir açıklama getirmedeki yetersizliğini kabul etmeye zorluyor. (Dr. Maurice Bucaille, Paris Üniversitesi, Cerrahi Klinik Başkanı)263
… Kuran, başlangıç noktası olarak değişmeyen yerini muhafaza etmiştir… Herkesin anlayabileceği özlü bir anlatıma sahip olan bu din, insanların vicdanını harekete geçirmeye yönelik üstün bir güce de sahiptir.264 (Ünlü Fransız aydınlardan Edward Montet)
… Hem korunmuş olması hem de özü itibariyle tamamiyle eşsiz bir kitap var… hiç kimsenin ciddi bir şüphe ortaya atmayı başaramadığı gerçek bir otorite.265(Aziz Bosworth Smith'in Mohammed and Mohammadanism (Hz. Muhammed ve Muhammedçilik) adlı kitabından)
… Kuran, vicdan özgürlüğünü açık bir şekilde destekler.266(James Michener'ınn "Islam: The Misunderstood Religion" (İslamiyet: Yanlış Anlaşılan Din) adlı makalesinden)
Adalet anlayışı, İslam'ın harikulade ülkülerinden biridir, çünkü Kuran'ı okuduğumda hayatın bu dinamik prensiplerini görüyorum; bunlar mistik değiller, aksine tüm dünyaya uyan, hayatın günlük seyrine uygun pratik ahlak sistemini görüyorum.267(Speeches and Writings of Sarojini Naidu (Sarojini Naidu'nun Konuşma ve Yazıları) adlı kitapta yer alan "The Ideals of Islam" (İslamiyetin İdealleri) konulu bir konferanstan)
Kuran'ı bir kaynak, bilimlerin başı olarak bulmak bizi şaşırtmamalı. Kuran'da gökler ve yerle, insan hayatıyla, ticaret ve çeşitli işlerle ilgili her konudan söz edilmektedir ve bu da kutsal kitabın bölümlerindeki tefsirleri oluşturan tek bir konuyla ya da bir konunun tek bir yönüyle ilgili metinleri meydana getirmektedir. Kuran bu şekilde Müslüman dünyasındaki tüm bilim dallarındaki muhteşem gelişmelerin temel sebebidir... Bu sadece Arapları etkilemekle kalmamış aynı zamanda Yahudi felsefecilerin metafizik ve dini konulara Arap metotlarıyla yaklaşmalarına neden olmuştur. Son olarak, Hıristiyan skolastisizminin Arap din felsefesi ile ne şekilde harmanlandığı hakkında daha fazla tartışmaya gerek yoktur.
İslami sınırlar içinde uyanan manevi hareket, sadece dini tahminlerle sınırlı değildir. Yunanlıların felsefi, matematiksel, astronomik ve tıbbi yazılı eserleriyle olan tanışıklık bu çalışmaların devamlılığına yol açmıştır. Hz. Muhammed (sav) açıklayıcı vahiylerle Allah'ın mucizelerinin bir parçası olarak insanın hizmetine verdiği, dolayısıyla tapınılmaması gereken gök cisimlerinin hareketlerine defalarca dikkat çekmiştir. Tüm ırklardan Müslümanların astronomi ilmi üzerinde nasıl başarıyla çalıştıkları onların yüzyıllarca bu ilmin başlıca destekçisi olmalarından anlaşılmaktadır. Şimdi bile pek çok Arapça yıldız ismi ve teknik terim kullanımdadır. Avrupa'da Ortaçağ astronomları Arapların öğrencileri olmuştur.
Aynı şekilde Kuran tıbbi çalışmalara da güç vermiş, genel olarak doğa üzerinde düşünmeyi ve çalışmayı tavsiye etmiştir.268 (Prof. Hartwig Hirschfeld'ın New Researches into the Composition and Exegesis of the Qur'an (Kuran'ın Yapısı ve Tefsiri Üzerine Yapılan Yeni Araştırmalar) adlı kitabından)
Kuran genel kabulle dünyanın büyük İlahi kitapları arasında önemli bir yer tutar. Çağ açan çalışmaların en yenileri edebiyat sınıfına ait olsa da, bunların hemen hiçbiri büyük insan kitleleri üzerinde böyle muhteşem bir etki bırakmamıştır. Kuran insan düşüncesinde yeni bir evre ve taze bir özyapı meydana getirmiştir. Önce Arap Yarımadası'nın birbirinden farklı çok sayıdaki çöl kabilesini kahramanlar milletine dönüştürmüş, daha sonra da bugün Avrupa ve Doğu'nun en büyük güçlerden biri olarak dikkate alınması gereken Hz. Muhammed (sav) döneminin çok geniş politik-dini organizasyonlarını oluşturmaya devam etmiştir.269 (Aziz J. M. Rodwell’in Arapça’dan tercüme İngilizce Kuran mealine, G. Margoliouth tarafından yazılan giriş bölümünden)
… elimize her aldığımızda… kısa bir süre içinde bizi cezbeden, hayretler içinde bırakan ve en sonunda önünde eğilecek kadar hayran bırakan bir eserdir… Kuran'ın üslubu, içeriği ve amacına uygun olarak çok kuvvetli, yüce ve muhteşemdir… bu kitap tüm çağlar boyunca en etkili kitap olarak kalacaktır.270(Goethe'nin T. P. Hughes'un Dictionary of Islam (İslam Sözlüğü) adlı kitabında yer alan bir sözü)
Bilim Adamlarının Kuran Hakkındaki Yorumlarından Bazıları
… (Kuran'da) çok fazla doğru var ve tıpkı Dr. Moore gibi ben de bu açıklamaları yaptıranın İlahi bir ilham olduğu konusuna inanmakta kesinlikle zorlanmıyorum. (Prof. T. V. N Persaud, Manitoba Üniversitesi'nde anatomi, pediatri ve çocuk sağlığı, obstetrik, jinekoloji alanlarında profesör)271
… Bence genetik ve din arasında hiçbir çatışma yok, bilakis din, bazı geleneksel bilimsel yaklaşımlara vahiy ekleyerek bilimi yönlendirebilir ki bunlar da Kuran'da var olan sözlerdir, asırlar sonra geçerli olduğu gösterilmiştir ve Kuran'daki bu bilgi desteği Allah'tandır. (Prof. Joe Leigh Simpson, obstetrik, jinekoloji, moleküler ve insan genetiği alanlarında profesör)272
Bir bilim adamı olarak, sadece kesin olarak gördüğüm şeylerle ilgilenebilirim. Embriyoloji ve gelişimsel biyolojiyi anlayabiliyorum. Kuran'dan bana tercüme edilen kelimeleri de anlayabiliyorum. Daha önce vermiş olduğum örnekte olduğu gibi eğer kendimi o çağa götürebilseydim, bugün bildiklerimle ve tanımlayabildiklerimle, o zaman tarif edilmiş olan şeyleri tanımlayamazdım… Öyleyse (Kuran'da) yazılan herşeyde İlahi müdahalenin olduğu düşüncesi ile hiçbir çelişki göremiyorum. (Prof. E. Marshall Johnson, Thomas Jefferson Üniversitesi'nde anatomi ve gelişimsel biyoloji profesörü)273
Bazı ayetler (Kuran ayeti), hücre karışımından organların yaratılışına kadar insan gelişiminin son derece kapsamlı tanımını yapar. Aşamaları, terminolojisi ve açıklaması ile insan gelişiminin böylesine açık ve eksiksiz kaydı daha önce var olmamıştı. Hepsinde olmasa bile çoğu durumda bu açıklama, geleneksel bilim literatüründe kayıtlı olan insan embriyosu ve insan cenini gelişiminin pek çok aşamasını yüzyıllar öncesinden bildirmektedir. (Gerald C. Goeringer, Georgetown Üniversitesi'nde tıbbi embriyoloji dalında doçent)274
İnsanın gelişimi hakkında Kuran'daki ifadelerin açıklanmasında yardımcı olmak benim için çok büyük bir zevk. Ben kesin olarak söylüyorum ki bu ifadeleri Hz. Muhammed (sav)'e Allah vermiştir, çünkü bu bilginin çoğu pek çok yüzyıl sonrasına kadar keşfedilmedi. Bu bana şunu kanıtlıyor ki, Hz. Muhammed (sav) Allah'ın elçisidir. (Prof. Keith L. Moore, Toronto Üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü, seçkin bir embriyolog ve pek çok tıp ders kitabının yazarı)275
... İnsan embriyosunun geçirdiği evreler kompleks olduğundan -ki bunu gelişim sırasındaki sürekli değişim sürecine borçludur- Kuran ve sünnetteki deyimler kullanılarak yeni bir sınıflama sistemi önerilmiştir. Önerilen sistem basittir, çok kapsamlıdır ve günümüzdeki embriyolojik bilgiyle tam uyum halindedir. (Prof. Keith L. Moore, Toronto Üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü)276
Son dört yıldır Kuran ve hadislerle ilgili yapılan yoğun çalışmalar sonucunda, insan embriyosunu bölümlere ayıran yeni bir sistem ortaya çıkmıştır ki, bu MS 7. yüzyılda kaydedildiği için çok şaşırtıcıdır... Kuran'daki açıklamalar MS 7. yüzyıldaki bilimsel bilgiye dayalı olamazlar... (Prof. Keith L. Moore, Toronto Üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü)277
(Hz. Muhammed’in) evrenin ortak kökeni gibi konuları bilmesinin imkansız olduğunu düşünüyorum, çünkü bilim adamları bunu son derece komplike ve gelişmiş teknolojik metotlar kullanarak son birkaç yıl içinde bulabilmişlerdir… 1400 yıl önce nükleer fizik hakkında hiçbirşey bilmeyen bir kişi, örneğin; yeryüzünün ve gökyüzünün aynı kaynaktan geldiğini veya burada tartıştığımız diğer soruların cevaplarını kendi bulamaz. (Prof. Alfred Kroner, Almanya, Mainz Üniversitesi jeobilim profesörü, dünyanın en ünlü jeologlarından)278
Tüm bunları birleştirirseniz ve Kuran'da dünya hakkındaki konular ile dünyanın oluşumu ve genel olarak bilim ile ilgili tüm bu ifadeleri birleştirirseniz, pek çok şekilde burada açıklanmış ifadelerin kesinlikle doğru olduğunu ve şimdi bunların bilimsel metotlar ile teyit edildiğini… söyleyebilirsiniz. Kuran'da geçen ifadelerin pek çoğu o zaman için henüz kanıtlanmamıştı, fakat modern bilimsel metotlar şimdi Hz. Muhammed (sav)'in 1400 sene önce söylemiş olduklarını kanıtlayan bir pozisyonda. (Prof. Alfred Kroner, Almanya, Mainz Üniversitesi jeobilim profesörü)279
Kuran'da doğru astronomik gerçekleri bulduğum için çok fazla etkilendiğimi söyleyebilirim ve bizim gibi evrenin en ufak parçasını dahi inceleyen modern astronomlar için özellikle. En küçük parçayı dahi anlamak için çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Çünkü teleskoplar kullanarak tüm evreni düşünmeden sadece gökyüzünün en küçük kısımlarını görebiliyoruz. Öyleyse Kuran okuyarak ve soruları Kuran'dan cevaplayarak evren araştırmalarım için gelecekteki yolumu bulabileceğimi düşünüyorum. (Prof. Yushidi Kusan, Japonya, Tokyo Rasathanesi Direktörü)280
Kesinlikle gördüğümüz şeyin harikulade olduğunu (belirtmek) isterim. İster bilimsel açıklamayı kabul etsin ister etmesin, gördüğümüz bu yazıları değerlendirmek için bizim sıradan bir insan tecrübesiyle anlayacağımızın çok daha ötesinde bir şey olmalı. (Prof. Armstrong, NASA'da görevli astronomi profesörü)281
Böyle bir bilginin o zaman yani 1400 sene önce var olduğunu hayal etmek son derece güç. Belki bazı şeyler basit birer fikir olabilirdi, ama bunları çok detaylı bir şekilde anlatabilmek son derece zor. Öylese bu kesinlikle insan bilgisi değil. Normal bir insan bu olguyu bu kadar detay ile açıklayamaz. Öyleyse bilgi doğaüstü bir kaynaktan gelmiş olmalı diye düşünüyorum.(Prof. Dorja Rao, Suudi Arabistan, Jeddah, Kral Abdulaziz Üniversitesi'nde deniz jeolojisi profesörü)282
… Ben inanıyorum ki Kuran'da 1400 sene önce ifade edilmiş olan herşey doğrudur ve bilimsel yollar ile kanıtlanabilir… Bu, tüm bilimleri bilen Allah'ın ilhamıdır. Böylece, şunu söylemenin vakti gelmiştir, "Allah'tan başka İlah yoktur ve Hz. Muhammed (sav) O'nun elçisidir". (Prof. Tejatat Tejasen, Tayland, Chiang Mai Üniversitesi embriyoloji ve anatomi departmanının başkanı)283
Kuran birkaç yüzyıl evvel gelmiştir ve ne keşfettiysek teyit etmiştir. Bu demektir ki Kuran, Allah'ın sözüdür. (Prof. Joly Sumson, jinekoloji ve obstetrik profesörü)284
Bu kitap (Kuran)geçmişten, yakın zamandan ve gelecekten bahsediyor. Hz. Muhammed (sav)'in döneminde insanların kültürel seviyesini bilemiyorum ve bilimsel düzeylerini de bilemiyorum. Eğer bu geçmiş dönemde bildiğimiz düşük bilim düzeyi ise ve teknoloji yok ise, hiç şüphe yok ki, bugünlerde Kuran'da ne okuyorsak hepsi Allah'ın ışığıdır. Bunu Hz. Muhammed (sav)'e ilham etmiştir. Böylesine mükemmel bir bilgi olabilir mi diye Ortadoğu'daki medeniyetin başlangıç tarihi hakkında bir araştırma yaptım. Bu Allah'ın Hz. Muhammed (sav)'i gönderdiği inancını daha da güçlendirdi. Ona engin biliminden yakın zamanda keşfettiğimiz küçük bir parça gönderdi. Jeoloji alanında Kuran'la bilimin sürekli bir diyaloğu olmasını umuyoruz. (Prof. Palmar, Amerika'da jeoloji alanındaki önemli bilim adamlarından biri)285
Kuran'da dağların yeryüzünü sabitleme fonksiyonu hakkında yapılan bir sohbette:
İnanıyorum ki bu (Kuran bilgisi) çok çok ilginç ve neredeyse imkansız. Kesinlikle inanıyorum ki ne söylüyorsanız haklısınız, bundan dolayı bu kitabın (Kuran'ın) duyurusu çok değerli, size katılıyorum. (Prof. Syawda, Japonya'da ve dünyaca ünlü okyanus jeolojisi alanındaki Japon bilim adamı)286
Kuran Hakkında Söylenmiş Diğer Sözlerden Seçmeler
Herşey son derece mantıklı geldi. İşte bu Kuran'ın güzelliği, sizden tepki vermenizi ve akletmenizi bekler... Kuran'ı daha fazla okuduğumda, duadan, iyilikten ve yardımdan bahsediyordu. O zamanlar daha Müslüman olmamıştım, ama benim için tek cevabın Kuran olduğunu ve Kuran'ı Allah'ın göndermiş olduğunu anladım.(Yusuf İslam [Cat Stevens], eski İngiliz pop starı)287
"Allah'a teslim olmuş kişi" anlamında bir "Müslüman" olduğumu umuyor olmama rağmen, alışıldık anlamıyla bir Müslüman değilim. İnanıyorum ki benim ve diğer Batılıların Kuran ve diğer İslami düşünceyi yansıtan kaynaklarda iyice işlenmiş ve daha öğrenmemiz gereken çok büyük İlahi gerçekler vardır. Ayrıca, İslam kesinlikle geleceğin tek dininin temel çatısını oluşturacak en kuvvetli adaydır. (Islam and Christianity Today (Günümüzde İslam ve Hıristiyanlık) adlı kitaptan)288
Benim, dinimi değiştirerek İslamiyet'i seçmemin en önemli etkenlerinden biri Kuran'dı.Ben, İslam dinini seçmeden önce Batılı bir entelektüelin eleştirel ruhuyla Kuran üzerinde çalışmaya başladım.... Bu kitapta, Kuran'da, onüç asırdan daha evvel vahyedilmiş, modern bilim araştırmalarının çoğunun içerdiği fikirleri tam anlamıyla taşıyan ayetler var. İşte bu kesinlikle benim dinimi değiştirmeme sebep oldu. (Ali Selman Beroist, Fransız Tıp doktoru)289
Ben bütün dinlerin kutsal kitaplarını okudum, İslam'da karşılaştığım şeyi hiçbirinde bulamadım; mükemmelliği. Kuran diğer okuduğum metinlerle karşılaştırıldığında, bir kibritin ışığıyla karşılaştırılan bir güneş gibidir. Kesinlikle inanıyorum ki, gerçeğe tamamen kapalı olmayan bir akılla Allah'ın sözlerini okuyan herkes Müslüman olacaktır. (Saifuddin Dirk Walter Mosig) 290
Kuran'ı güçlü kılan hususlardan birisi şudur; bir Müslüman veya herhangi bir insan Kuran'ı eline alıp herhangi bir sayfasını açıp okuduğunda, hayatın özüne dair alması gereken mesajı alır. (Ünlü teolog John Esposito) 291
Dünyadaki bütün alim ve bilgin kişileri biraraya getirerek, yegane doğru ve insanları mutluluğa ulaştıracak tek vesile olan Kuran'ın prensiplerine dayalı ortak bir rejim kuracağım dönemin pek yakın olduğunu umuyorum. (Fransız imparator Napoleon Bonaparte) 292
Tony Blair: "Kuran Bana İlham Verdi"
Bugüne kadar üç defa Kuran'ı okuduğunu söyleyen İngiltere Başbakanı Tony Blair, pek çok açıklamasında Kuran ahlakına duyduğu hayranlığı dile getirmektedir. 29 Mart 2000 tarihinde ünlü televizyon kanalı BBC, Blair'in Kuran'a olan hayranlığını "Blair: Koran Inspired Me" (Blair: Kuran Bana İlham Verdi) başlıklı haberi ile bildirmekteydi. İslam'ın çok barışcıl ve güzel bir din olduğunu, kendisine ait iki Kuran'ı olduğunu ve Kuran'ı okudukça ondan ilham aldığını söyleyen Blair sözlerine şöyle devam etmekteydi:
Eğer Kuran'ı okursanız çok açık bir kitap olduğunu göreceksiniz... insanlığa rehberlik eden sevgi ve beraberlik kavramlarını çok iyi açıklıyor.293
11 Eylül saldırıları gerçekleşmeden bir iki gün önce İngiliz The Mail on Sundaygazetesinde yer alan bir haberde ise eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın kızının kendisine Kuran hediye etmesi ile Kuran okumaya başladığını söyleyen Blair, Kuran'ın kendisine cesaret verdiğini aktarmaktaydı.294 Saldırılardan sonra el-Cezire televizyonunda yayınlanan bir röportajında Blair bir kez daha Kuran okuduğunu açıklıyor ve şunları söylüyordu:
Kuran'ı dilimize tercüme edilmiş hali ile okudum. İslam hakkında eserler de okuyorum ve bundan çok zevk alıyorum. Kuran hakkında daha önce bilmediğim ve Hıristiyanları da çok ilgilendirdiğini düşündüğüm pek çok şeyi öğrendim.295
Time dergisi ise Tony Blair ile ilgili bir makalede Blair'i, "uzun zamandır Kuran öğrencisi olan Tony Blair" olarak tanımlıyordu.296
Bill Clinton'ın Kuran'dan ne kadar etkilendiğini anlatan konuşması
Amerika Eski Başkanı Bill Clinton, Beyaz Saray'daki son yılında Ramazan Bayramı'nda Müslümanları kabul etmişti. Kuran ayetleri okunarak başlanan toplantıda, Bill Clinton da konuşmasında Kuran'dan ayetler kullanmış ve sık sık İslam'a duyduğu ilgiyi dile getirmişti:
İmam'ın Kuran'dan okuduğu bölümde, Allah'ın insanları birbirleri ile çatışmaları için değil, tanışmaları için farklı ırklarda yarattığı bildiriliyordu. Bence bu çok etkileyici. Tevrat'ta insanların yabancılara yüz çevirmemelerini, bunun Yüce Tanrı'ya yüz çevirmek gibi olacağı anlatılır. İncil'de ise insanlara komşularına iyi davranmaları söylenir. Ancak Kuran'da Allah'ın milletleri ve ırkları birbirlerini tanısınlar, düşüncelerini paylaşsınlar diye yaratmış olduğunun belirtilmesi bence muhteşem bir şey... Şunu söylememe izin verin, bence dünyanın İslam'dan öğreneceği çok fazla şey var. Dünyada her dört insandan biri Müslüman. Amerikalılar üniversitelerde ve liselerde İslam'ı öğreniyorlar. Benim de kızım lise öğrencisi iken İslam tarihi dersi almış ve Kuran'ın büyük bölümünü okumuştu. Hatta okuldan geldikten sonra bizleri de bu konuda eğitiyor ve bize sorular soruyordu. Sizlerden bir kez daha bu ülke insanlarının sizin dininizi, ibadetlerinizi, geleneklerinizi daha iyi anlamaları için kendinizi, dininizin değerlerini ve insanlığa sağladığı katkıları onlara anlatmanızı rica ediyorum. Kuran'da insanlara, kendilerine nasıl davranılmasını istiyorlarsa başkalarına da öyle davranmaları gerektiği bildirilmiştir. Ve kendimiz için istemediğimiz bir şeyi başkaları için de istemememiz ve barış için çaba göstermemiz...297
George W. Bush: "Kuran Aldığım En Güzel Hediye"
26 Eylül 2001 günü Başkan Bush, Amerikan Müslüman organizasyonların liderlerini Beyaz Saray'da kabul etti. İslam'ın insanlara yalnızca barışı ve iyiliği telkin ettiğini söyleyen Bush'u bu görüşme sırasında etkileyen olaylardan birisi de Müslüman liderlerin kendisine hediye ettiği Kuran-ı Kerim'di. Kuzey Amerika İslam Topluluğu (ISNA) başkanı Dr. Muzammil Sıddıqi'den aldığı bu hediyenin ne kadar hoşuna gittiğini, toplantı sonrası yapılan basın toplantısında Bush şöyle dile getiriyordu:
İmam Sıddıqi'ye, 'Bana verdiğiniz hediye için, Kuran için size çok teşekkür ederim. Çok titizlikle seçilmiş bir hediye' dediğimde, 'Bu benim size verebileceğim en değerli hediye sayın Başkan' diye cevap verdi.298
17 Eylül 2001 günü Başkan Bush, Amerika'nın en eski camilerinden biri olan Washington İslam Merkezi'nin camisini ziyaret etti. İslam'ın barış dini olduğunu, terörist saldırıların İslam'la ve samimi Müslümanlarla hiçbir ilişkisinin olmadığını vurguladığı bu konuşmasında Bush, masum ve sivil Müslümanlara zarar veren insanların da en az terörist saldırıları yapanlar kadar haksız olduğunu dile getirdi. Kalabalık bir topluluğun bulunduğu, pek çok ulusal ve uluslararası televizyon kanalı tarafından da naklen yayınlanan konuşmada Bush Kuran'dan şu ayeti okudu:299
"Sonra kötülük yapanların uğradıkları son, Allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu." (Rum Suresi, 10)
248. [H. A. R. Gibb, Islam-A Historical Survey, 1980, Oxford University Press, s. 28.]; http://www.islamic-awareness.org/Quran/Miracle/ijaz.html
249. [H. A. R. Gibb, Arabic Literature-An Introduction, 1963, Oxford at Clarendon Press, s. 36.]; http://www.islamic-awareness.org/Quran/Miracle/ijaz.html
250. [H. A. R. Gibb, Arabic Literature-An Introduction, 1963, Oxford at Clarendon Press, s. 36.]; http://www.islamic-awareness.org/Quran/Miracle/ijaz.html
251. [Paul Casanova, "L'Enseignement de I'Arabe au College de France", Lecon d'overture, 26th April 1909]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous1.htm
252. [Harry Gaylord Dorman, Towards Understanding Islam, New York, 1948, s. 3.]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous1.htm
253. [Edward Montet, Traduction Francaise du Coran, Introduction, Paris, 1929, s. 53.]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous1.htm
254. [John Naish, M. A. (Oxon), D. D., The Wisdom of the Qur'an, Oxford, 1937, önsöz s. 8.]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous1.htm
255. [George Sale, The Koran: The Preliminary Discourse, London & New York, 1891, ss. 47-48.]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous1.htm
256. Aziz R. Bosworth Smith, Mohammed and Mohammadanism adlı kitabından; http://www.ndirect.co.uk/~n.today/disc160.htm
257. [Alfred Guillaume, Islam, 1990 (Reprinted), Penguin Books, ss. 73-74.]; http://www.islamic-awareness.org/Quran/Miracle/ijaz.html
258. [Laura Veccia Vaglieri, Apologie de I'Islamisme, ss. 57-59]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/ARCHIVE.htm
259. [John William Draper, A History of the Intellectual Development of Europe, c. I, London, 1875, ss. 343-344.]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/ARCHIVE.htm
260. [Rev. J. M. Rodwell, M. A., The Koran, London, 1918, s. 15.]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous2.htm
261. [Dr. Steingass, quoted in T. P. Hughes' Dictionary of Islam, s. 528.]; http://www.quran.org.uk/ieb_quran-feedback.htm
262. [Arthur J. Arberry, The Koran Interpreted, Oxford University Press, London, 1964, s. x.]; http://www.quran.org.uk/ieb_quran-feedback.htm
263. [Maurice Bucaille, The Qur'an and Modern Science, 1981, s. 18.]; http://www.quran.org.uk/ieb_quran-feedback.htm
264. Edward Montet; http://users.erols.com/zenithco/quote1.html
265. [Reverend Bosworth Smith in Muhammad and Muhammadanism, London, 1874.]; http://users.erols.com/zenithco/quote1.html
266. [James Michener in Islam: The Misunderstood Religion, Reader's Digest, May 1955, ss. 68-70.]; http://users.erols.com/zenithco/quote1.html
267. [Lectures on "The Ideals of Islam", Speeches and Writings of Sarojini Naidu, Madras, 1918, s. 167.]; http://www.mostmerciful.com/published-quotes.htm
268. [Hartwig Hirschfeld, Ph. D., M. R. AS., New Researches into the Composition and Exegesis of the Qur'an, London 1902, s. 9.]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous2.htm
269. [G. Margoliouth, Introduction to J. M. Rodwell's, The Koran, Everyman's Library, New York, 1977, s. vii.]; http://www.quran.org.uk/ieb_quran-feedback.htm
270. [Goethe, quoted in T. P. Hughes' Dictionary of Islam, s. 526]; http://www.quran.org.uk/ieb_quran-feedback.htm
271. http://www.islam-guide.com/ch1-1-h.htm
272. http://www.islam-guide.com/ch1-1-h.htm
273. http://www.islam-guide.com/ch1-1-h.htm
274. http://www.islam-guide.com/ch1-1-h.htm
275. http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.html
276. http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.html
277. http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.html
278. http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.html
279. http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.html
280. http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.html
281. http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.html
282. http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.html
283.http://islamweb.net/english/new/week15/(10)%20%20%20%20%20%20%20%20%
20%20%20%20THE %20LEADERS%20OF%20MODERN%20.htm
284.http://islamweb.net/english/new/week15/(10)%20%20%20%20%20%20%20%20%20%
20%20%20THE %20LEADERS%20OF%20MODERN%20.htm
285.http://islamweb.net/english/new/week15/(10)%20%20%20%20%20%20%20%20%20%
20%20%20THE %20LEADERS%20OF%20MODERN%20.htm
286.http://islamweb.net/english/new/week15/(10)%20%20%20%20%20%20%20%20%20%20
%20%20THE %20LEADERS%20OF%20MODERN%20.htm
287. http://www.al-sunnah.com/call_to_islam/articles/what_they_say_about_islaam.html
288. http://www.al-sunnah.com/call_to_islam/articles/what_they_say_about_islaam.html
289. http://www.al-sunnah.com/call_to_islam/articles/what_they_say_about_islaam.html
290. http://www.al-sunnah.com/call_to_islam/articles/what_they_say_about_islaam.html
291. John Esposito; ABD Today, 27 Kasım 2001
292. www.wponline.org/vil/Articles/politics/quotations_on_islamic_civilizati.htm; [Christian Cherfils, Bonaparte et Islam, Pedone Ed., Paris, France, 1914, ss. 105, 125.]169)
293. BBC News, 29 Mart 2000.
294. "Blair Kuran'a Merak Salmış", Milliyet, 11 Eylül 2001.
295. Prime Minister Tony Blair's Interview with Al-Jazeera, 9 Ekim 2001.
296. "Travels With Tony", Time, 12 Kasım 2001, c. 158, no. 20.
297. http://www.amaana.org/ISWEB/ramadan.htm
298. http://www.ama-nj.org/bush_meeting.html
299. http://usinfo.state.gov/usa/islam/s091701b.htm
]]>
Bu bölüme kadar Kuran'ın, bilimsel ve tarihsel açılardan mucizevi özelliklerine değindik. Tüm bunların yanı sıra, Kuran aynı zamanda edebi yönden de hayranlık uyandırıcı, benzersiz bir üsluba sahiptir.
Öncelikle belirtilmesi gereken Kuran'ın her çağdan, her türlü insan grubuna hitap eden bir anlatıma sahip olmasıdır. Okuyan kişinin bilgi ve kültür seviyesi ne olursa olsun Kuran herkesin anlayabileceği gibi açık, anlaşılır bir dile sahiptir. Bir ayette Allah Kuran hakkında şöyle bildirir:
Andolsun Biz Kuran'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık... (Kamer Suresi, 22)
Kuran'da bu kadar kolay anlaşılır bir üslup olmasına rağmen, hiçbir yönden Kuran'ın taklidi mümkün olmamıştır. Allah'ın Kuran'ın benzersizliğine dikkat çektiği ayetlerden bir kısmı şöyledir:
Eğer kulumuza indirdiğimiz (Kur'an)'den şüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri bir sûre getirin. Ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah'tan başka şahitlerinizi (kendilerine güvendiğiniz yardımcılarınızı) çağırın. (Bakara Suresi, 23)
Yoksa: "Bunu kendisi yalan olarak uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Bunun benzeri olan bir sûre getirin ve eğer gerçekten doğru sözlüyseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın." (Yunus Suresi, 38)
Kuran'ın mucize kelimesi ile nitelendirilmesinin sebeplerinden biri, yukarıdaki ayetlerde vurgulandığı gibi insan çabası ile bir benzerinin yazılamamasından kaynaklanır. İşte bu imkansızlık ne kadar büyük olursa, mucize de o denli büyüktür. Dolayısıyla Kuran'ın üslubunun yüzyıllardır milyarlarca insan arasından, tek bir kişi tarafından bile taklit edilemez oluşu, mucizevi yönünün ispatlarından biridir. F. F. Arbuthnot, The Construction of the Bible and the Koran (İncil ve Kuran'ın Yapısı) adlı kitabında, Kuran hakkında şu yorumda bulunmuştur:
Edebi bakış açısıyla değerlendirildiğinde, Kuran yarı şiirsel yarı düz yazı olarak yazılmış en saf Arapçaya örnektir. Dilbilimcilerin bazı durumlarda Kuran'da kullanılan belirli kalıp ve ifadelerle uyuşacak kurallar kullandıkları ve Kuran'a eş bir çalışma üretmek için birçok denemede bulunmalarına rağmen, henüz hiçbirinin bu konuda başarılı olmadıkları bildirilmiştir.246
Kuran'ın anlatımında kullanılan kelimeler hem anlam bakımından, hem de üslubun akıcılığı ve etkisi bakımından son derece özeldir. Ancak Kuran'ın Allah'ın emir ve yasaklarını bildirdiği kutsal bir kitap olduğuna iman etmek istemeyenler, çeşitli bahaneler öne sürerek inkara yönelmişlerdir. Allah iman etmeyenlerin Kuran hakkındaki nitelemelerine karşı aşağıdaki ayetlerde şöyle bildirir:
Biz ona (peygambere) şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen Kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kuran'dır. (Kuran,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kafirlerin üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir). (Yasin Suresi, 69-70)
Kuran'ın Kafiye Sistemindeki Üstünlük
Prof. Adel M. A. Abbas'ın Science Miracles (Bilimsel Mucizeler) adlı kitabı
Kuran'ı taklit edilemez yapan unsurlardan bir diğeri de, Kuran'ın edebi yapısından kaynaklanır. Kuran Arapça olmasına rağmen, Arap edebiyatında kullanılan kalıplardan hiçbiriyle benzerlik taşımaz.
Kuran'daki kafiye sistemine "seci" denilir ve dilbilimciler Kuran'daki bu kafiye kullanımını da mucize olarak ifade etmektedirler. Ünlü İngiliz bilim adamı Prof. Adel M. A. Abbas, Kuran'ın dilbilim açısından bir mucize olduğunu ispatlamak üzere hazırladığı Science Miracles (Bilimsel Mucizeler) adlı kitabında, Kuran'da kullanılan harfleri, kafiye sistemini grafik ve şemalar aracılığıyla kapsamlı olarak incelemiştir. Bu kitapta Kuran'daki kafiye sistemi ile ilgili oldukça dikkat çekici tespitlerde bulunmuştur.
Bilindiği, gibi Kuran'da, 29 sure 1 ya da 1'den fazla sembolik harfle başlar. "Mukatta harfleri" olarak bilinen bu harfler, aynı zamanda başlangıç harfleri olarak da adlandırılırlar. Arapçadaki 29 harften 14 tanesi, mukatta harflerini oluşturur: Ayn, Sin, Kaf, Nun, Ra, Ya, Ta, Ha, Elif, Lam, Mim, He, Sad, Kef.
Bu harflerden "Nun" harfinin Ka lem Suresi'ndeki kullanımına bakıldığında, ayetlerin %88.8'inde "Nun" harfi ile kafiye olduğu görülür. Şuara Suresi'nin %84.6'sı, Neml Suresi'nin %90.32'si, Kasas Suresi'nin %92.05'i "Nun" harfi ile kafiyelenmiştir.
Kuran'ın tamamı göz önünde bulundurulduğunda ise, %50,08'inde "Nun" harfi ile kafiye yapıldığı görülür. Diğer bir deyişle Kuran'daki ayetlerin yarısından fazlası "Nun" harfi ile biter. Aynı uzunluktaki hiçbir edebi çalışmada, metnin yarısından fazlasında tek ses ile kafiye yapılması mümkün olmamıştır. Bu sadece Arapça için değil, tüm diller için geçerlidir.
Kuran'ın kafiye açısından genel incelemesi yapıldığında ise, kafiyelerin yaklaşık %80'inin Elif, Mim, Ya ve Nun harfleri tarafından oluşturulan üç sesten (n, m, a) oluştuğu görülür.247 "Nun" harfinin dışında, ayetlerin %30'u "Mim", "Elif" ya da "Ya" ile kafiyelidir.
Ayet numarası
|
Surenin ismi
|
Nun harfi sayısı
|
2
|
Bakara
|
196
|
3
|
Al-i İmran
|
121
|
7
|
Araf
|
193
|
10
|
Yunus
|
98
|
11
|
Hud
|
56
|
12
|
Yusuf
|
93
|
13
|
Rad
|
5
|
14
|
İbrahim
|
6
|
15
|
Hicr
|
81
|
19
|
Meryem
|
5
|
20
|
Taha
|
0
|
26
|
Şuara
|
192
|
27
|
Neml
|
84
|
28
|
Kasas
|
81
|
29
|
Ankebut
|
59
|
30
|
Rum
|
54
|
31
|
Lokman
|
7
|
32
|
Secde
|
27
|
36
|
Yasin
|
71
|
38
|
Sad
|
18
|
40
|
Mümin
|
32
|
41
|
Fussilet
|
30
|
42
|
Şura
|
6
|
43
|
Zuhruf
|
78
|
44
|
Duhan
|
44
|
45
|
Casiye
|
30
|
46
|
Ahkaf
|
26
|
50
|
Kaf
|
0
|
68
|
Kalem
|
42
|
Yukarıdaki tablo mukata (sembolik) harfleriyle başlayan surelerde, "Nun" harfi ile sona eren ayetlerin dağılımını göstermektedir.
Kafiyelerde en çok kullanılan dört ses:
Harf
|
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Toplam
|
Sesler
|
a
|
y
|
m
|
n
|
|
Ayet sayısı
|
949
|
246
|
666
|
3123
|
4984
|
Yüzde oranı
(%) |
15.22
|
3.94
|
10.68
|
50.03
|
79.92
|
Yukarıdaki tabloda Kuran'ın kafiye sisteminin %79.92'sini oluşturan 4 harfin orantılı bir şekilde dağılımı görülmektedir.
Aşağıdaki surelerde ise bu dört harfle yapılan pek çok kafiyeden yalnızca birkaç örnek yer alıyor:
Ayet numarası
|
Müminun Suresi |
1
|
Kad efleha elmu'minun |
2
|
Elleziyne hum fi salatihim haşiun
|
3
|
Ve elleziyne hum an ellağvi muğridun
|
4
|
Ve elleziyne hum lizzekati failun
|
5
|
Ve elleziyne hum lifuricihim hafizun
|
6
|
... ev ma meleket eymanuhum fe innehum gayru melumiyn
|
7
|
... fe ulaike hum eladun
|
8
|
Ve elleziyne hum liemanetihim ve ahdihim raun
|
9
|
Ve elleziyne hum ala salatihim yuhafizun
|
10
|
Ulaike hum elvarisun
|
11
|
... hum fiha halidun
|
12
|
Ve lekad halakna elinsane min sulaletin min tiyn
|
13
|
Sümme cealnahu nutfeten fi kararin mekiyn
|
14
|
... fe tebareke allahu ehsenu elhalikiyn
|
15
|
Sümme innekum beade zalike lemeyyitun
|
16
|
Sümme innekum yevme elkıyameti tubasun
|
17
|
... ve ma kunna an elhalki gafiliyn
|
Ayet numarası
|
Nahl Suresi
|
1
|
... ve teala amma yuşrikun
|
2
|
... ennehu la ilahe illa ena fettakun
|
3
|
... teala amma yuşrikun
|
4
|
... fe iza huve hasiymun mubiyn
|
5
|
... ve menafiu ve minha te'kulun
|
6
|
Ve lekum fiha cemalun hıyne turiyhune ve hiyne tesrehun
|
Ayet numarası
|
Enam Suresi
|
1
|
... Sümme elleziyne keferu birabbihim yeadilun
|
2
|
... sümme entum temterun
|
3
|
... ve yealemu ma teksibun
|
4
|
... illa kanu anha muaridiyn
|
5
|
... fe sevfe ye'tiyhim enbau makanu bihi yestehziun
|
6
|
... ve enşe'na min beadihim karnen aheriyn
|
7
|
... in haza illa sihrun mubiyn
|
8
|
... sümme leyunzarun
|
9
|
... ve lelebesna aleyhim ma yelbisun
|
10
|
... ma kanu bihi yestehziun
|
Ayet numarası
|
Rum Suresi
|
6
|
... ve lakinne eksere ennasi la yealemun
|
7
|
... ve hum an elahiretihum gafilun
|
8
|
... ve inne kesiyren min ennasi bilikai rabbihim lekafiriyn
|
9
|
... ve lakin kanu enfusehum yezlimun
|
10
|
... en kezzebu biayatillahi ve kanu biha yestehziun
|
11
|
... sümme ileyhi turceun
|
12
|
... yublisu elmucrimun
|
13
|
... ve kanu bişürekaihim kafiriyn
|
14
|
Ve yevme tekumu essaatu yevmeizin yeteferrekun
|
15
|
... fe hum fi revdatin yuhberun
|
Ayet numarası
|
Yunus Suresi
|
26
|
... ulaike ashabu elcenneti hum fiha halidun
|
27
|
.. ulaike ashabu ennari hum fiha halidun
|
28
|
... ve kale şürekauhum ma kuntum iyyana teabudun
|
29
|
... in kunna an ibadetikum legafiliyn
|
30
|
... ve dalle anhum ma kanu yefterun
|
31
|
... fe kul e fe la tettekun
|
32
|
... fe enna tusrafun
|
33
|
... ennehum la yu'minun
|
34
|
... fe enna tu'fekun
|
Ayet numarası
|
Ankebut Suresi
|
6
|
... inne allahe leganiyyun an elalemiyn
|
7
|
... ve leyecziyennehum ehsene ellezi kanu yeamelun
|
8
|
... feunebbiukum bima kuntum teamelun
|
9
|
... lenudhilennehum fi essalihiyn
|
10
|
... ev leyse allahu biealeme bima fi essuduri elalemiyn
|
11
|
... ve yealemenne elmünafikiyn
|
12
|
... innehum lekazibiyn
|
13
|
... ve leyuselunne yevme elkıyameti amma kanu yefterun
|
14
|
... feeheze hum ettufanu ve hum zalimun
|
Ayet numarası
|
Neml Suresi
|
12
|
... innehum kanu kavmen fasikiyn
|
13
|
... haza sihrun mubiyn
|
14
|
... fe unzur keyfe kane akibetu elmufsidiyn
|
15
|
... min ibadihi elmu'miniyn
|
16
|
... inne haza lehuve elfadlu elmubiyn
|
17
|
... fe hum yuzeun
|
18
|
... suleymanu ve cunuduhu ve hum la yeşurun
|
19
|
... ve edhilni birahmetike fi ibadike essalihiyn
|
Ayet numarası
|
Nisa Suresi
|
23
|
... inne allahe kane gafuren rahiymen
|
24
|
... inne allahe kane aliymen hakiymen
|
25
|
... ve allahu gafurun rahiymun
|
26
|
... ve allahu aliymun hakiymun
|
27
|
... en temiylu meylen aziymen
|
Ayet numarası
|
Maide Suresi
|
22
|
... fe inyehrucu minha fe inna dahilun
|
23
|
... fe tevekkelu in kuntum mu'miniyn
|
24
|
... inna hahuna kaidun
|
25
|
... fe ufruk beynena ve beyne elkavmi elfasikiyn
|
26
|
... fe la te'se ala elkavmi elfasikiyn
|
27
|
... kale innema yetekabbelu allahu min elmuttakiyn
|
28
|
... inni ehafu allahe rabbe elalemiyn
|
29
|
... ve zalike cezau ezzalimiyn
|
30
|
... fe katalehu fe esbaha min elhasiriyn
|
31
|
... fe esbaha min elnadimiyn
|
Ayet numarası
|
Araf Suresi
|
2
|
... ve zikra lilmu'miniyn
|
3
|
... kaliylen ma tezekkerun
|
4
|
... fe caeha be'suna beyaten ev hum kailun
|
5
|
... iz caehum be'suna illa en kalu inna kunna zalimiyn
|
6
|
... ve leneselenne elmurseliyn
|
7
|
... ve ma kunna gaibiyn
|
8
|
... fe ulaike hum elmuflihun
|
9
|
... bima kanu biayatina yezlimun
|
10
|
... kaliylen ma teşkurun
|
11
|
... lem yekun min essacidiyn
|
Ayet numarası
|
Tevbe Suresi
|
7
|
... inne allahe yuhibbu elmuttakiyn
|
8
|
... ve ekserehum fasikun
|
9
|
... innehum sae ma kanu yeamelun
|
10
|
... ve ulaike hum elmuatedun
|
11
|
... ve nufassilu elayati likavmin yealemun
|
12
|
... leallehum yentehun
|
13
|
... ehakku en tehşevhu in kuntum mu'minyn
|
14
|
... ve yeşfi sudure kavmin mu'miniyn
|
Ayet numarası
|
Bakara Suresi
|
62
|
... ve la havfun aleyhim ve la hum yehzanun
|
63
|
... ve uzkuru ma fihi leallekum tettakun
|
64
|
... lekuntum min elhasiriyn
|
65
|
... fe kulna lehum kunu kiredeten hasiiyn
|
66
|
... ve mev'izeten lilmuttakiyn
|
67
|
... euzu billahi en ekune min elcahiliyn
|
68
|
... fe amelu ma tu'merun
|
69
|
... bakaratun safrau fakiun levnuha tesurru ennnaziriyn
|
Ayet numarası
|
Al-i İmran Suresi
|
130
|
... ve ettaku allahe leallekum tuflihun
|
131
|
Ve ettaku ennare elleti uiddet lilkafiriyn
|
132
|
... leallekum turhemun
|
133
|
... uiddet lilmuttakiyn
|
134
|
... ve allahu yuhibbu elmuhsiniyn
|
135
|
... ve lem yusirru ala ma fealu ve hum yealemun
|
136
|
... ve niame ecru elamiliyn
|
137
|
... fenzuru keyfe kane akibetu elmukezzibiyn
|
138
|
... ve mev'izetun lilmuttakiyn
|
139
|
... ve entum elealevne in kuntum mu'miniyn
|
140
|
... ve allahu la yuhibbu ezzalimiyn
|
Ayet numarası
|
Enbiya Suresi
|
5
|
... felye'tina biayetin kema ursile elevveliyn
|
6
|
... e fe hum yu'minun
|
7
|
... in kuntum la tealemun
|
8
|
... ve ma kanu halidiyn
|
9
|
... ve ehlekna elmusrifiyn
|
10
|
... e fe la teakilun
|
11
|
... ve enşe'na beadeha kavmen aheriyn
|
12
|
... hum minha yerkudun
|
Ayet numarası
|
Nur Suresi
|
47
|
... ve ma ulaike bilmu'miniyn
|
48
|
... feriykun minhum muaridun
|
49
|
Ve in yekun elhakku ye'tu ileyhi muziniyn
|
50
|
... bel ulaike hum ezzalimiyn
|
51
|
... ve ulaike hum elmuflihun
|
52
|
... ve ulaike hum elfaizun
|
53
|
... inne allahe habiyrun bima teamelun
|
54
|
... ve ma ala resuli illa elbelagu elmubiyn
|
55
|
... fe ulaike hum elfasikun
|
Ayet numarası
|
Hicr Suresi
|
6
|
... ve ma yeste'hirun
|
7
|
... in kunte min essadikiyn
|
8
|
... ve ma kanu izen munzariyn
|
9
|
... ve inna lehu lehafizun
|
10
|
Ve lekad erselna min kablike fi şiyai elevveliyn
|
11
|
... kanu bihi yestehziun
|
12
|
Kezalike neslukuhu fi kulubi elmucrimiyn
|
13
|
... kad halet sunnetu evveliyn
|
14
|
... fihi yearucun
|
15
|
... nahnu kavmun meshurun
|
İki yüz-üç yüz satırlık bir şiirde, kafiyenin iki üç sesle oluşturulması bu esere başyapıt denecek kadar önemli bir özellik kazandırabilir. Ancak Kuran'ın uzunluğu, içerdiği bilgiler ve hikmetli anlatım göz önünde bulundurulduğunda, bu tür bir kafiye kullanım şeklinin ne denli olağanüstü bir durum olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Çünkü Kuran insanlara rehber olan imani bir kitap olarak, tüm edebi üstünlüklerinin, sosyal ve psikolojik konularının yanı sıra, fiziki bilimlerle ilgili birçok konuyu da içerir. Dolayısıyla böylesine çeşitli ve ilmi konuları içeren Kuran'da, bu kadar az sesle kafiye sağlanması insan çabasıyla gerçekleştirilemeyecek bir durumdur. Bu bakımdan Arap dili uzmanları Kuran'ı "kesinlikle taklit edilemez" olarak tanımlamaktadırlar.
246. [F. F. Arbuthnot, The Construction of the Bible and the Koran, London, 1985, s. 5.]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous1.htm
247. Dr. Adel M. A. Abbas, Anne P. Fretwell, Science Miracles, No Sticks or Snakes, Amana Publications, Beltsville, Maryland, ABD, 2000, s. 13.