Kalplerinde tarifsiz bir coşku taşıyan,
Yürekli, cesur ve korkusuz insanlar var içinde...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Dost dediğin böyle olur dediğin,
İyi gününde, kötü gününde,
Yanından hiç ayrılmayan insanlar var içinde...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Kendisini hak davaya adamış,
Ve bu uğurda tüm ömrünü vakfetmiş insanlar var içinde...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Kendisi için hiç hayat yaşamamış,
Varını, yoğunu, hayatını,
Kısaca tüm varlığını Allah’a adamış insanlar var içinde...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Kınayanın kınamasından hiç korkmayan,
Karşısına dağlar çıksa hiç durulmayan
Allah’ı ve Kuran’ı anlattıkça anlatan
Nefsini bile köle etmiş insanlar var içinde...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Bu seçilmiş bir avuç mübarek insan,
Her gün, her saat, her dakika hayır peşinde,
Kalpleri Allah aşkıyla dopdolu, defterlerine sürekli sevaplar işlenmekte...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Kaderleri Allah tarafından çizilen,
Dünyalar güzeli insanlar var içinde,
Batıdan, doğudan, güneyden gelen,
Ve güzelim İstanbul’da yolları kesişen insanlar var içinde...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Hiç kimse yapmazken yapan,
Hiç durmadan salih amellerde bulunan,
Kendilerine sunulan dünya hayatına yüz vermeyip,
Bu şerefli davalarını asla bırakmayan,
Yalnızca Allah için yaşayıp Allah için ölen insanlar var içinde...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Allah’ın sınırlarını her yerde koruyan,
Çok ihlaslı, sadık ve güvenilir,
Yüzleri nur dolu, kalpleri imanla dolu insanlar var içinde...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Kutsal emanetler sessizce çıkarılmayı beklemekte
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Ayasofya o müthiş buluşmanın heyecanı içinde…
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Bu bir avuç insan milyonların arasına karışmış bir şekilde...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Yanından geçerler ama sen onları tanımazsın bile...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Asrın en mübarek insanları onun sokaklarında, bahçelerinde...
Öyle bir şehirde yaşıyorum ki ben,
Hz. Mehdi’nin o güzel talebeleri içinde...
Erkan Arkut
]]>ALLAH'A İTAAT EDİN, PEYGAMBERE DE İTAAT EDİN VE SAKININ. EĞER YÜZ ÇEVİRİRSENİZ, BİLİN Kİ, ELÇİMİZE DÜŞEN, ANCAK APAÇIK BİR TEBLİĞDİR.
Maide Suresi, 92
Ve etîûllâhe ve etîûr resûle vahzerû, fe in tevelleytum fa’lemû ennemâ alâ resûlinel belâgul mubîn (mubînu).
fe ialemuu ennema ala resulina elbelağu elmubiynu
80 + 148 + 92 + 110 + 347 + 1064 + 133 = 1974 (Şeddesiz)
80 + 148 + 142 + 110 + 347 + 1064 + 133 = 2024 (Şeddeli)
Şeddesiz;1974
Şeddeli;2024
“DE Kİ: "ŞÜPHESİZ BENİM NAMAZIM, İBADETLERİM, DİRİMİM VE ÖLÜMÜM ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH'INDIR."
(ENAM,162)
130 + 101 + 531 + 6 + 140 + 6 + 69 + 6 + 491 + 95 + 204 + 232 = 2011 (şeddeli)
]]>
ANDOLSUN, BİZ KENDİLERİNDEN ÖNCE, FİRAVUN'UN KAVMİNİ DE DENEDİK. ONLARA KERİM BİR ELÇİ GELMİŞTİ; (Duhan Suresi, 17) |
Ve lekad fetennâ kablehum kavme fir’avne ve câehum resûlun kerîm(kerîmun).
Ve lekad fetenna kablehum kavme fir'avne ve caehum
6 + 134 + 531 + 177 + 146 + 406 + 6 + 50 +
resulun keriymun
296 + 270 = 2022 (Şeddesiz)
]]>
Onu satın alan bir Mısırlı (aziz,) karısına: "Onun yerini üstün tut (ona güzel bak), umulur ki bize bir yararı dokunur ya da onu evlat ediniriz" dedi. Böylelikle Biz, YUSUF'U YERYÜZÜNDE (MISIR'DA) YERLEŞİK KILDIK. Ona sözlerin yorumundan (olan bir bilgiyi) öğrettik. Allah, emrinde galib olandır, ancak insanların çoğu bilmezler. (Yusuf Suresi, 21) |
…Yusuf'u yeryüzünde (Mısır'da) yerleşik kıldık….
…mekkennâ li yûsufe fîl ardı…
Şeddesiz:1419/1999
]]>(Yine) Hatırlayın; Musa kavmi için su aramıştı, o zaman biz ona: "ASANI TAŞA VUR" demiştik de ondan oniki pınar fışkırmıştı, böylece herkes içeceği yeri bilmişti. Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık çıkarmayın.
(Bakara Suresi, 60)
"Asanı taşa vur"
idrib bi asâkel hacer(hacere)
Şeddesiz 1428/2007
]]>
VE SABAH, AKŞAM RABBİNİN ADINI ZİKRET.
İNSAN SURESİ, 25
Arapça Okunuşu: Vezkur isme Rabbike bukreten ve asiylen
Vezkur isme Rabbike bukreten ve asiylen
927 + 101 + 222 + 622 + 6 + 132 = 2010 (Şeddesiz)
927 + 101 + 224 + 622 + 6 + 132 = 2012 (Şeddeli)
"GERÇEK, RABBİNDEN (GELEN)DİR. ÖYLEYSE KUŞKUYA KAPILANLARDAN OLMA.
(AL-İ İMRAN SURESİ, 60)
Arapça Okunuşu: elhakku min rabbike fe la tekun min elmumteriyne
Elhakku min Rabbike fela tekun min elmumteriyne
239 + 90 + 224 + 111 + 470 + 90 + 771 = 1995 (Şeddeli)
"RABBİMİZ, ELÇİLERİNE VA'DETTİKLERİNİBİZE VER, KIYAMET GÜNÜNDE DE BİZİ'HOR VE AŞAĞILIK' KILMA. ŞÜPHESİZ SEN, VA'DİNE MUHALEFET ETMEYENSİN."
AL-İİMRAN SURESİ, 194
Rabbenâ ve âtinâ mâ vaadtenâ alâ rusulike ve lâ tuhzinâ yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), inneke lâ tuhliful mîâd(mîâde).
ve âtinâ mâ vaadtenâ alâ rusulike
6+452 + 41 + 531 + 110+ 310
=Şeddesiz 1450/2027
Allah, murdar olanı, temiz olandan ayırd edinceye kadar mü'minleri, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Allah sizi gayb üzerine muttali kılacak değildir. AMA ALLAH, ELÇİLERİNDEN DİLEDİĞİNİSEÇER. ÖYLEYSE SİZ DE ALLAH'A VE ELÇİSİNE İMAN EDİN. Eğer iman eder ve sakınırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır.
(Al-i İmran Suresi, 179)
Mâ kânallâhu li yezerel mu’minîne alâ mâ entum aleyhi hattâ yemîzel habîse minet tayyib(tayyibi), ve mâ kânallâhu li yutliakum alel gaybi ve lâkinnallâhe yectebî min rusulihî men yeşâu fe âminû billâhi ve rusulih(rusulihî), ve in tu’minû ve tettekû fe lekum ecrun azîm(azîmun).”
…Ama Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Allah'a ve elçisine iman edin…
lakinne Allahe yectebiy min rusulihi men yeşau fe
100 + 66 + 425 + 90 + 295 + 90 + 312 + 80 +
150 + 96 + 425 + 90 + 295 + 90 + 312 + 80 +
aminuu billahi ve rusulihi
98 + 98 + 6 + 295 = 2035 (Şeddeli)
FATMANUR
İŞTE BİZ AYETLERİ BÖYLE BİRER BİRER AÇIKLARIZ, UMULUR Kİ DÖNERLER.
A’raf Suresi, 174
1989yılına Nasa Ekibi, COBE adlı uydu uzaya gönderildi. Bu gelişmiş uyduya yerleştirilen hassas tarayıcılar, yalnızca sekiz dakika süren bir hesaplama ile evrenin kesinlikle, başlangıcındaki büyük patlamanın yani BIG BANG’in sıcak, yoğun konumunun kalıntılarını gösterdiğini kanıtladı. Çoğu bilimadamı COBE'nin başarısını Big Bang'in olağanüstü bir şekilde onaylanması olarak yorumlamışlardır
ve kezalike nufessilu elayati ve leallehum yerciune
6 + 770 + 250 + 443 + 6 + 175 + 339 = 1989 (Şeddesiz)
YERYÜZÜNDE KESİN BİR BİLGİYLE İNANACAK OLANLAR İÇİN AYETLER VARDIR.
ZARİYAT SURESİ, 20
Arapça Okunuşu: Ve fi elardi ayatun lilmu'kiniyne
Ve fi elardi ayatun lilmu'kiniyne
6 + 90 + 1032 + 412 + 316 = 1856
Fe hezemûhum bi iznillâhi, ve katele dâvudu câlûte ve âtâhullâhul mulke vel hikmete ve allemehu mimmâ yeşâu, ve lev lâ def’ullâhin nâse, bâ’dahum bi ba’din le fesedetil ardu ve lâkinnallâhe zû fadlin alel âlemîn(âlemîne).
… Allah, alemlere karşı büyük fazl (ve ihsan) sahibidir.
… allâhe zû fadlin alel âlemîn(âlemîne).
66 + 706 + 910 + 141 + 201=2024(şeddesiz)
… Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniş olandır, bilendir."
vallâhu yu’tî mulkehu men yeşâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun).
102 + 421 + 95 + 90 + 312 + 102 + 137 + 150
=1409/1989(şeddeli)
… Allah size Talut'u (melik olarak) gönderdi…
Allahe kad bease lekum talute meliken
96 + 104 + 572 + 90 + 446 + 91 = 1399 (Şeddeli) / 1979
… innallâhe kad bease lekum tâlûtemelikâ(meliken)..
117 + 104 + 572+ 90 + 537 =
1420/1999 (şeddesiz)
… kimi dilerse onu doğruya yöneltir.
…yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
29 + 90 + 312+ 41 + 300 + 650 =1422/2001
Arapça Okunuşu: Fe le nekussanne aleyhim bi ilmin ve ma kunna gaibiyne
le nekussanne aleyhim bi ilmin ve ma kunna gaibiyne
30 + 430 + 155 + 2 + 140 + 6 + 41 + 121 + 1064 Şeddeli:1989
MUSTAFA ALTUNOK
Zâlikum ve ennallâhe mûhinu keydil kâfirîn(kâfirîne).
Arapça Okunuşu: Zalikum ve enne Allahe muhinu keydi elkafiriyne
Zalikum ve enne Allahe muhinu keydi elkafiriyne
790 + 6 + 51 + 66 + 101 + 34 + 392 = 1440 / 2017
Şeddesiz; 1440/2019
MUSTAFA ALTUNOK